-
"Maket tasarım atölyeleri" "Maket atölyeleri" Mimari maket tasarımı Mimari maket firmaları Maket firmaları Mimari maket firmaları istanbul Mimari maket fiyatları Mimari maket maliyeti Maket yapan yerler istanbul Maket şirketleri Mimari maket istanbul Maketçi Lazer kesimi Maket lazer kesimi Otomasyonlu maket Mimari maket fiyat teklifi Maket ödevi Endüstriyel maketler Kat tefriş maketleri Çalışma maketleri Tarihi mekan maketleri Büyük ölçekli maketler Küçük ölçekli maketler Şehir planlama ve kentsel dönüşüm maketleri Arazi maketleri Villa maketleri Topografik maket Konut Maketleri Ev maketleri Tarihi eser maketleri Kurumsal bina maketleri İnşaat maketleri Otel maketleri Yarışma projesi maketleri Park ve bahçe maketleri Maketçi istanbul Mimari maket yapan firmalar Maket ödevi yapan yerler Maket firmaları istanbul Mimari maket nasıl yapılır Mimari maket yapım fiyatları Mimari maket yapım teknikleri Mimarlık öğrenci maketleri Mimarlıkta maket yapmak Maket yapımı Maket bina malzemeleri Maket yapımı malzemeleri Küçük atölye işleri Küçük atölye kurmak Soyut maket nasıl yapılır Kolay maket örnekleri Mimarlık öğrenci maketleri Mimarlık hakkında bilgi Mimarlık okumak Mimarlık nedir Mimarlık mesleği Maket Maketçiler Ankara mimari maket Yalova mimari maket Antalya mimari maket Bursa mimari maket İzmir mimari maket Gaziantep mimari maket Arkitera Anadolu yakası mimari maket Facebook Instagram Twitter Google+ Reddit Ask.fm Tumblr Kontakte VK Flickr Linkedln Pinterest Meetup Malatokalitu Model design workshops Architectural model design Architectural model firms Model makers Architectural model firms istanbul Architectural model prices Cost of architectural model Model making places Model making places istanbul Architectural model istanbul Model companies Laser cutting Model Laser cutting Automated model Architectural model price offer Model work Industrial models Floor decorations Working Models Historical models Large scale models Small scale models City planning and urban transformation models Land models Villa models Topographic model Housing Models House models Models of historical Works Corporate building models Models of construction Hotel models Competition project models Park and garden models Companies making architectural models Model making techniques How to make an architectural model Architectural model making prices architecture student models Modeling in architecture Model making Model building materials How to make an abstract model Easy model examples Architectural student models Information about architecture Reading architecture What is architecture Architecture profession İntegral maket bu planları belirli lisans anlaşmaları karşılığında alarak bilgisayarlarına aktarırlar. Bu özel bilgisayarlar yardımı ile alınan planlar istenilen ölçeklere indirgenirler. Daha sonra maket içerinde yer alacak parçalar tek tek ölçekler dahilinde 3 boyutlu olarak çizilerek CNC denen büyük tezgahlarda işlenmek sureti ile birebir kopyaları alınır. Bu kopyalar kimi zaman metal kimi zaman mum ya da ahşap olabilir. Alınan bu kopyalar yine kontrollerden geçerek son aşamaya getirilir ve belli parçalar bir araya getirelerek biz maketçilerin tabiri ile kalıp ağaçları/çerçeveleri oluşturulur. Bu makette kullanılan parçaların adedine göre değişir.Bir uçağa ait olan parçaların bağlı olduğu kalıp ağacı Bir araya getirilen bu parçaların daha sonradan plastikten dökümleri alınabilmeleri için yeniden kalıpları çıkartılır ki bu sefer ortaya çıkan kalıp metalden ve yekparedir. Alt ve üst olmak üzere 2 parçadan oluşurlar. Her kalıp ağacı için bu şekilde 2 metal kalıp hazırlanır.
https://www.instagram.com/integralmaket/?hl=tr
https://www.youtube.com/channel/UCHH5iusCna5e0xQ3_bkQThw
https://www.facebook.com/profile.php?id=100009193634059
https://twitter.com/integralmaket
https://tr.pinterest.com/integralmaket/
https://plus.google.com/113437450383152490716?hl=tr
https://www.linkedin.com/in/integral-maket-971bb9159/
-
Bir mimari düşüncenin sınanması ve/veya o düşüncenin temsili, kimi zaman da belgelenmesi amacıyla üretilen maket, mimarlık üretiminin ayrılmaz bir parçası olagelmiştir. Mimari maket, çoğu zaman büro içinde en basit malzeme ve yöntemlerle üretilen çalışma maketlerinden bir profesyonel eliyle en sofistike malzeme ve tekniklerle üretilen sunum maketlerine çeşitlenir. Var olan ya da tasarlanan bir yapıtın tümünün ya da bir bölümünün ya da bir yapı elemanının, ölçekle küçültülerek ya da büyültülerek yapılan üç boyutlu temsili modeli. Mimarlıkta, sanayide ve bazı sanat dallarında yer alan eserlerin taslak durumundaki küçük örneği Bir yapı ya da bir nesnenin var olan ya da tasarlanan biçiminin küçük ölçekli modeli. Maket Bir yapı veya eşyanın çok küçük ölçüde yapılmış modeli. Balmumu ve killi toprak gibi malzemeler de heykelcilikte kullanılabilir. Araştırma safhasında olan önemli liman, gemi, baraj, tren, uçak gibi şeylerin bütün boyutlarının belli bir oranda küçültülerek yapılması ile onların maketleri ortaya çıkar. Sinema tekniğinde kullanılan birçok maket, yakından filme alınarak, gerçekmiş gibi gösterilir. Milli, dini yapı veya şahıs heykellerinin maketleri, müzelerde saklanır. Üçüncü Ahmed Çeşmesinin altın kaplı büyük maketi Topkapı Sarayı Müzesinde saklanmaktadır. İstanbul Süleymaniye Camiinde, Kabe-i muazzamanın çok güzel bir maketi bulunmaktadır. Maketçi, istenen boyutta her çeşit maket yapabilen kişidir. Güzel sanatların bir dalı olan maketçilik; bilgi, kabiliyet ve dikkat isteyen bir iştir Teklifimiz, Karşılıklı yapmış olduğumuz görüşmeler ve elektronik ortamlarda İŞVEREN tarafından tarafımıza iletilen projeler doğrultusunda ölçekli maket yapımı ile ilgilidir.Maket vaziyet planına uygun olarak binaların yakın çevresini de kapsar şekilde hazırlanır..Makette tabii arazi ile düzenlenmiş arazi yükseltileri, mevcut ve önerilen trafik ve yaya yolları, tretuvarlar, yeşil alanlar,ve binalar gösterilir.Maket parçaları CNC ve LAZER teknolojisi kullanılarak pleksiglass, poliüretan esaslı ciba ve ahşap gibi birinci sınıf profesyonel maket malzemelerinden üretilir.Maketlerde görünen kapı ve pencere elemanları görünecek şekilde imal edilir.Cephe renderlarındaki renk ve dokulara bağlı kalınarak maket selülozik boya ile boyanır.Maket renklerinin seçiminde proje müellifinin ya da proje koordinatörünün yazılı bildirimi esas alınır ve yine proje müellifinin onayına sunulur.Binalar içten bütün olarak led ışıklandırma teknolojisiyle ışıklandırılır. Arazi üzerinde yer alan veya projede çizilen peyzajdaki tüm ağaçlandırma,yeşillik gibi elemanlar insanlar ışıklı elektrik direği ve ışıklı arabalar gösterilir.Maket sağlam(esnek olmayan) bir zemin üzerine yerleştirilerek,( kenarları masif dönülmüş ahşap)şeffaf mukavim bir koruyucu(Fanus) içinde teslim edilir.Maketi üzerine yerleştireceğimiz masa firmamız tarafından yapılır.Geçtiğimiz günlerde Studio-X’ de yeni bir sergi açıldı; “Düşünme ve Görselleştirme Aracı Olarak Türkiye’de Mimari Maket Sergisi”. Mimari maketler için, tasarım sürecinde çeşitli aşamalarda farklı malzemeler ve ölçeklerde fikirlerin gelişmesine yardımcı olmak amacıyla iki boyutun üç boyuta taşındığı en pratik halidir diyebiliriz. Üretime yardımcı maketler olduğu gibi sunum amacıyla daha profesyonel maketler de yapılır. Türkiye’de de dergilerde, arşivlerde bu maketlerin fotoğraflarına sık sık rastlayabiliriz.Maket nedir.Maket, Fransızca maquette kelimesinden dilimize girmiş bir sözcüktür. Sözlük anlamı, “bir dekorun, bir yapının, bir aygıtın, heykelin, vb. görünümüne ve oranlarına bağlı kalınarak küçültülmüş üç boyutlu örneği” olarak verilmektedir. Nelerin maketi yapılabilir? Her tür vasıtanın (otomobil, motorsiklet, kamyon, çekici, otobüs…), askeri, hava, deniz ve taşıtlarının ( uçak, tank, gemi, denizaltı, helikopter vs…) maketleri yapılabileceği gibi, bir binanın, açık ya da kapalı mekanların, aygıtların maketleri de belirli ölçekler dahilinde yapılabilir.
Maketler nasıl yapılır ve hangi aşamalardan geçerek bizlere ulaşırlar? Öncelikle bir maketi üretebilmek için yapılacak olan vasıtanın ya da nesnenin orijinal ölçekli planlarına ihtiyaç vardır.
-
Genelde kalıplar dişi ve erkek olmak üzere adlandırılırlar. Bu kalıpların içlerinde bulunan parçaların aralarında akışkan plastiğin yol alacağı ve her parçaya ulaşabileceği kanallar vardır.Böylelikle kalıp içerisine boşaltılan sıcak ve akışkan plastik, açılan kanallar vasıtası ile her parçayı doldurur ve tamamen soğuduktan sonra çıkartılan kalıp ağaçları hal alır. Daha sonra maket ile ilgili her kalıp, maket üzerinde yer alan çizimlerin, markaların ve benzeri uygulamaların olduğu dekal kağıdı ve maketin yapımı ile ilgili olan yapım kılavuzu bir araya getirilip paketlenerek siz müşterilere ulaştırılır.Kalıp alma işi oldukça zor ve bir o kadar da maliyletli olduğundan direk olarak maketin fiyatı bu durumdan etkilenir. 30-40 parçalık bir model ile 500-600 ve daha yüksek sayılarda parça içeren bir maketin fiyatı bir olamaz.Aynı zamanda maketin fiyatı onu üreten firma ile modelin kalitesine göre değişiklik gösterir.Bütün bu parçaları hazır maketlere ek olarak bizler de maket bilgi ve becerimizi bir araya getirerek tamamen baştan bir maket hazırlayabiliriz. Bunun için kalıp almaya ihtiyaç yoktur. Tamamen elimizde ihtiaç duyduğumuz maddeleri kesip, birleştirme ve yapıştırma neticesinde ortaya istediğimiz bir nesnenin ya da vasıtanın maketini çıkartabiliriz. 2007 senesindeki “Kokoreççi Vahap Usta” ve de 2008 senesindeki “Antepli Meşhur Ali Haydar Usta Kebapçısı” temalı maketleri tamamen hayal gücüme, değişik malzemeleri bir araya geirip kullanma ve de yaratıcılığma dayanarak tasarlandı. Maketleri yaparken isimler dışında ne herhangi bir objeden ne de her hangi bir mekandan esinlenildi. Bu hobi ile insan zihni sürekli olarak çalışmakta, görüş açısı değişmekte, ve sürekli baktığı çevresine farklı bir gözle bakmakta, objeleri yalnız görmekle kalmayıp adeta zihinde onların fotokopilerini çekip kaydetmektedir. Bütün bunlara ek olarak maketçilikle uğraşan kişi sürekli yeniliklere açık olmakta, her yaptığı maket ile birlikte farklı faklı beceriler kazanmakta ve de en önemlisi kötü sayılabilecek her tür olaydan ve vakit kaybına neden olan alışkanlıklardan uzak durmaktadır.Maketçilik hem bireysel hem de çoğul olarak yapılabilecek bir hobi dalıdır. Paylaşımı, ortak düşünüp hareket etmeyi, farklı fikirleri kabul etmeyi ya da onlara alternatifler üretmeyi, güzel ve keyifli vakit geçirmeyi mümkün kılar. Bu hobiye gönül vermiş bir kişi olarak insanlara bu hobi ile ilgilenmelerini kesinlikte tavsiye ederim."İnsanlar tüm tarih boyunca çevrelerindeki hayatı ölçekli bir şekilde küçülterek ve çeşitli malzemeler kullanarak minyatür dünyalar oluşturmuştur. Bu açıdan bakıldığında, maket, çok eski atalarımızın hayatlarında olduğu gibi, insanoğlun hayatında özel ve doldurulamaz bir yer edinmiştir. Maket tarihçesi Maket yapımcılığı neredeyse insanlık tarihi kadar eskidir denilebilir. İlk maket örnekleri mısırda eski krallık döneminden kalma mezarlardan çıkarılmıştır. Bunlar arasında kilden asker figürleri, savaş arabaları ve şaşırtıcı derecede detaylı ahşap gemi modelleri bulunmaktadır. Eski Yunan ve Roma'da kilden veya kurşundan yapılan asker figürlerinin seçkin ailelerin çocukları tarafından eğitim veya eğlence amaçlı kulanıldığı bilinmektedir. Bu gelenek ortaçağ ve sonrasında da kesintisiz sürmüştür. 17.yüzyılda bilim devriminin etkisini askerlik alanında göstermesiyle maket yapımcılığında bir çığır açılmıştır. Krallıkların sınırlarını koruyan kalelerin ve donanmalar için yapılacak gemilerin (bkz: pruva hattı kalyonu) ön incelemeler amacıyla çok ayrıntılı maketleri yapılmaya başlanmış, böylece maket yapımcılığı başlıbaşına bir sanat haline gelmiştir. Aynı zamanda yelkenli gemilerin altın çağı olan bu dönemde uzun deniz yolculuklarında canları sıkılan gemiciler tarafından balina kemiği gibi egzantrik malzemeler kullanılarak yapılan amatörce ancak son derece sanatkarane maket örnekleri dünyanın dört yanındaki pek çok müzelerde mevcuttur.Maket yapımcılığını kitlelere indiren şey sanayi devrimi olmuştur. Napolyon savaşlarını izleyen 19.yüzyılda askerler ve ordular toplumun her kesimi için çok popüler bir ilgi alanıydı. Metalürjideki gelişmeler ve seri üretim sayesinde orta ve hatta düşük gelir sahibi kişilerin bile alabileceği kadar ucuz kurşun askerler üretilmeye başlandı.
-
"Düşünme ve Görselleştirme Aracı Olarak Türkiye'de Mimari Maket" sergisi, mimarlık camiasının yakından takip ettiği, işbirliği yaptığı bu aktörleri ve üretimlerini görünür hale getirmeyi hedefleyen uzun soluklu bir çalışmanın ara aşaması niteliğindedir. Türkiye'nin özellikle 20. yüzyıl modern mimarlık üretimini yansıtan bir maket seçkisi, farklı jenerasyonlardan gelen beş maket yapımcısının, paylaşıma açılan arşivleri ve 1931-1980 yıllarında yayımlanan Maketçiler / Arkitekt dergilerinin maketle ilgili kısımlarının analizi serginin üzerinde yoğunlaştığı ana bileşenlerdir.Sergi, bir yandan malzeme, teknik, ölçek, yöntem, ifade, temsil, mecra, ilişkiler ağı gibi araçlarla mimari maketin inceliklerini ve anlamını kurcalarken, diğer yandan bu vesilesiyle Maket yaptırmak istiyorum diyen insanların isteklerini yerine getirmektedir.Bu kapsamda Studio-X Istanbul desteğiyle, ODTÜ Mimarlık Fakültesi desteğiyle de arşivleri sayısallaştırılmakta ve kataloglanmaktadır. Bu çalışmaya yönelik olarak ekibe eğitim veren SALT Araştırma Mimarlık ve Tasarım Arşivi çalışma sürecinin tamamlanmasını takiben her iki arşivi de araştırmacıların erişimine çevrimiçi olarak açacaktır.İstanbul Tasarım Bienali kapsamında Mimari maket yaptırmak istiyorum konulu panelde Studio-X ve liderliğinde geliştirilen "Türkiye Tasarım Kronolojisi Deneme" çalışmasının devamı niteliğinde bir sergidir ve İstanbul Tasarım Bienali tarafından desteklenmektedir. Lansman Maket, henüz ortaya çıkmamış, yaşamamış, yapılmamış, yapılması planlanan çalışmaların önceden tasarlanan halidir. Model ise, var olmuş, yaşamış/yaşayan gerçek bir yapıtın aslına uygun olarak Mimari maket şirketleri tarafından ölçekli küçültülerek ortaya çıkarılmış halidir. Maket dünyası derken, insanların tarih boyunca, tahminlerin ötesinde, çok eski çağlardan itibaren, çevrelerindeki hayat, ölçekli bir şekilde, çeşitli malzemeler kullanarak oluşturdukları mini dünyalardan bahsediyoruz. Oluşturulan eserlerin güzelliği ve işçiliğini bir kenara bırakırsak, gelişmiş üretim teknikleri, üretilen maket kitlerinin çeşitliliği ve bunların temininde artan kolaylıkla açısından o devirlerde yaşayan insanlar ve sanatçılara göre oldukça şanslı olduğumuz inkar edilmez. Bu kitabın amacı, Mimari maket atölyeleri gerçek veya gerçek ötesi dünyanın ölçekli halini yaratan maket dünyasına ilk adımlarını atacaklara maket dünyasını tanıtmak, temel tekniklerle tanıştırmak ve faydalı bazı ipuçlarını paylaştırmaktır.Mimari maket yapan yerler bunları kısa sürede en sevilen lansman malzemelerinden biri haline getirmeyi başarmışlardır. Kurşun askerlerin hazır boyanmışlarının yanında kişinin isteğine göre boyayabileceği çeşitleri de vardı. Böylece çağdaş anlamda maketçiliğin ilk örneği ortaya çıktı. İkinci bir büyük atılım 1930'larda plastiğin yaygınlaşmasıyla geldi. Çok ucuz ve dayanıklı olan plastik aynı zamanda terebentin özlü tutkallarla da yapışabiliyordu. Plastiğin bu özellikleri sayesinde önceden hazırlanmış çok sayıda parçalardan oluşan maketler piyasaya çıktı. Mimari maket firmaları bu ilk örnekler kalıpçılık metotlarının ilkelliği yüzünden çok zorluk yaşıyorlardı ve fazla kabaydılar ancak fiyatları çok ucuzdu. İkinci dünya savaşını izleyen yıllarda özellikle Amerika ve Japonya'da kalıp teknikleri ve buna bağlı olarak maketlerin kalitesi sürekli gelişti. 1960ların sonlarında plastik gemi modelleri geleneksel ahşap modellerin kalitesine ulaştı. Uçak ve araba modelleri de giderek en tutulan çeşitler haline geldiler. Radyo sinyalciliğinde kullanılan gereçlerin boyca giderek ufalması sayesinde de uzaktan kumandalı uçak, gemi ve araba modelleri ortaya çıktı.Mimari maket Günümüzde bilgisayar destekli lazerli kesim teknolojisi benzeri yeni buluşlar sayesinde perçin başı gibi en ufak ayrıntıları bile gösterebilen araçlar ya da suratları duygu ifadelerine sahip insan figürleri üretilebilmektedir. Miniatürk.
-
"Bina maketleri" "Bina maketi" "Maket dükkanı" "Maket dükkanları" "Profesyonel maket" "Profesyonel maketçiler" "Profesyonel maket yapan firmalar" "Profesyonel maket yapan yerler" "Maketçi" İnsanoğlu barınacağı, başını sokacağı bir mekânı yaradılışından beri hep yapa gelmiştir. Bu değişik evrelerde değişik şekillerde olmuştur. Yeri gelmiş mağaralarda, yeri gelmiş kayalık oyuklarında, yeri gelmiş çadırlarda yaşamını günümüzde de normal binalar ile yetinilmeyip çok katlı binalar da, gökdelenler de yaşamlarını sürdürmüştür. Ama hep inşaatla uğraşmıştır. İnşaat denince alanı kapsamı çok geniştir insanlığın hizmetine yararlı tüm eserler inşaat safhasından geçmiştir. Bu inşaatların yapılış şekillerine göre farklı farklıdır yeri gelmiş yumurta akı ile kireç karışımı kullanmışlardır (mesela:Alanya kalesinin duvarları diğer bölümleri Romalı ve Selçuklular devrinde ) yeri gelmiş çamur ile saman karışımı kerpiç evler halen günümüzde de mevcuttur. Cumhuriyet dönemindeki gelişim sürecinde inşaat alanında ilk önemli adımlar 1920’li yıllarda, ileride başkent olacak Ankara’da başladı. Şehirde tüm zorluklara, ulaşım ve malzeme yetersizliğine rağmen, çevrenin geleneksel yapı tarzına uygun bir imar faaliyetine girildi. Kullanılan malzemeler ahşap, kerpiç, kaba yontma taş gibi ilkel malzemelerdi, bunlar bile yeterli düzeyde sağlanamıyordu.Cumhuriyetle birlikte, hızlı ve planlı kalkınma için sanayi, tarım ve ulaşım alanlarında yatırımlara verilen önem, Türk inşaat sanayinin temelini attı. Bu dönemin ilk inşaat faaliyetleri, ulaşım sektöründeki yol inşaatlarında görüldü. Ancak yetişmiş teknik eleman yetersizliği, çalışmaların bir süre yabancı şirket, uzman ve müşavirliğinde yürümesine neden oldu.Cumhuriyet döneminin başlangıcından, 50’li hatta 60’lı yıllara kadar, inşaat sektöründe en büyük ağırlık altyapı ve bayındırlık inşaatları oldu. Bu süre içinde söz konusu inşaat alanlarında dönem dönem büyük hareketler de görüldü. Yine bu dönemde Devlet Su İşleri (DSİ) Karayolları gibi teknik gücü bünyesinde toplayan, büyük çapta devlet desteği ile yatırımlar yapan teşkilatlar kuruldu ve bunların yaptığı yatırımlar inşaat sektörüne bir ivme kazandırdı. Bu hız 60’lı yıllara kadar etkinliğini sürdürdü.60’lı yıllarda DSİ yatırımlarının hacmi oldukça büyüktü. 70’li yıllarda yetişmiş teknik işgücü özel kesime yöneldi ve kamu kesiminde oldukça önemli bir teknik eleman açığı ortaya çıktı. Diğer yandan, bu yıllarda özel kesimin faaliyet alanını sanayi kesimine kaydırması ve yatırımların yaygınlaşması sonucunda fabrika tipi bina yapımında artış oldu, bu da yapım teknolojisinde prefabrikasyon sisteminin gelişmesini sağladı.Türkiye’de sanayileşme ile birlikte ortaya çıkan sosyo-ekonomik değişimler, kentleşme olgusu ve kentlere göçün hızlanması, inşaat sektöründe konut yapımcılığına önemli bir boyut kazandırdı. Ancak planlı bir üretime geçişe imkan bulamadan ortaya çıkan bu gereksinimin denetimsiz bir biçimde karşılanması, konut üretiminde karlılığı tek amaç haline getirdi, kentlerde plansız ve kalitesiz konut üretimleri yaygınlaştı. Bu olumsuz görünüme rağmen, konut üretiminin bu dönemde Türkiye ekonomisine, istihdam ve yatırım olarak büyük katkılarda bulunduğu da bir gerçek.Bu arada olumlu bir gelişme, ticari ve sosyal yapı niteliğinde çok katlı bina yapımında görüldü. Türkiye’de konut sorununun gelişimine baktığımızda, Cumhuriyetin kurulduğu 1923’ten bu yana geçen dönemde, değişik zamanlarda konut sorununun değişik yönlerinin önem kazanmış olduğu görülüyor. 1923’ten 1950’ye kadar, nüfus ve kentleşme hızı yavaştı. Ankara dışındaki diğer yerlerde, konut sorunu yoktu. Ülke tek parti yönetimindeydi, konut sunum biçimleri çeşitlenmemişti.1950’den sonra, kentleşme hızı yükselmeye başladı, konut sunum biçimleri ve kurumsal yapılar, kentleşme hızının gerektirdiği konut gereksinimini karşılayamaz duruma geldi. Soruna, içine girilen çok partili dönemde siyasi görüşlerle çözüm arandı, 1958’de İmar İskan Bakanlığı kuruldu.1965’ten sonra, “yap-satçı” üretim ve gecekondulaşma hız kazandı.
-
Bu sunum biçimleri, yüksek yoğunluklu ve önemli sorunları olan kentler doğurdu. Konut sorunu büyüdü, 70’li yıllarda yavaş yavaş toplu konut türü sunum biçimleri ortaya çıkmaya başladı. Ancak, bunlar kurumsallaşamadı ve kooperatifler en önemli konut üreticisi durumuna geldi.8O’ler, Türkiye’nin yalnızca kentleşme alanında değil, toplumsal yaşamın her alanında da dönüşüm yaşadığı yıllar oldu. Türkiye, 1950’lerin yarısından sonra sürdürmekte olduğu iç pazara dayalı büyümeyi değiştirdi. Önce bu yöndeki kalkınma modelini bıraktı, dışa döndü, kaynaklarını uluslararası rekabet kurallarına göre dış piyasalara üretim yapabilen sektörlere aktarmaya başladı. Konut ve kentleşme konusunda 50’li yılların ortalarında ortaya çıkan kimi kurumlar, ya biçim değiştirdi ya da uyum sağlayamayıp yok oldu.80’lerde Türkiye, bir yandan önceki dönemlerden devreden kentleşme ve konut sorunlarına, bir yandan da yeni dönemin sorunlarına çözüm bulmaya çalıştı. 1980’den sonraki dönemde kentsel alanlarda yaşanan değişimlerden birisi, gecekondulaşmanın değişen niteliğiydi. Kullanıcıların başkalarının arsaları üzerinde kendi emekleri ile ürettikleri tek ya da az gecekonduların yerini, kullanıcı dışındaki gruplarca üretilen çok katlı yapılaşma aldı. Ayrıca, kentlerin imarlı kesimlerinde de benzer gelişmeler yaşandı, orta ve üst gelir gruplarına yönelik seçeneklerin, kooperatiflerin konut üretimindeki payı arttı. Bunun nedeni de Toplu Konut İdaresi’nin kooperatiflere açtığı kredilerdi. Kooperatiflerin üretimden aldığı payın artması, arsa gereksinimini artırdı ve arsa alarak konut üretimini buralarda yapmalarına yol açtı. Ayrıca konut üretiminin kent dışına taşınmasında Emlak Bankası ve Toplu Konut İdaresi uygulamalarının da etkisi oldu. Bu oluşumların sonucunda, daha büyük kent parçalarının açılmasını gerektiren toplu konut türü gelişmeler güçlendi.İnşaat nedir.İnsanlar göçebe hayatını bırakıp yerleşik hayata geçtikten sonra inşaatlar yaparak orada hayatlarını sürdürmeye başlamışlardır. Geçmişte yapı inşaat olarak kendini kanıtlamış birçok eserle tanıştık. Örneğin, Osmanlı’nın “Camileri”, Hindistan’ın “Tac Mahal’i” Çin’in “Çin Seddi” vb. Bu eserler ne kadar eski zamanda olsa da bu sektöre ekonomik ve teknik olarak ne kadar önem verildiğini göstermektedir.İlerleyen çağlar içinde insanlar, devletler, yaşayış şekilleri, gereksinimler, kavramlar değişmiş ve yapılar çeşitlenmiş, büyümüştür. Kısaca, karada veya suda yapılan tüm bina, yol, köprü, baraj, kanalizasyon vb. tesislerin yapım çalışmalarına inşaat denir. İnşaat işleri, bina inşaatı, altyapı inşaatı olmak üzere ikiye ayrılır.İnşaat sektörü, insan yaşamını tümüyle etkileyen ve ilgilendiren bir sektördür. Bu sektörün yaptığı konutlarda oturur, okullarda okur, iş yerlerinde çalışır, yol vb. alt yapı tesislerinden yararlanarak yaşarız.En önemli şey olan İnsan unsurunu yakından ilgilendiren inşaat sektörü, hatalar ve başarısızlıklar yapıldığı durumlarda çok kötü sonuçlarla karşılaşılır. Bu yapılan yanlışların deprem, sel baskını, heyelan, yangın vb. afetlerde meydana gelen kayıplardan sonra ne kadar önemli olduğu anlaşılır. İnşaat sürecindeki her kişinin planlı ve işinin hakkını vererek yapması, topluma daha düzgün, çağdaş ve sağlam yapılarda yaşama imkanı sunar.Arapça inşaa sözcüğünden gelmektedir. Türkçe karşılığı yapıdır. Yapı işleri, Yapımı süren bina, Yapma işi, yapım. Bir mimarlık terimi olan inşaat, belli bir bölgedeki bina veya yapının oluşturulma aşamasıdır. İnşaat aslında pek çok işin aynı anda yürütüldüğü bir aşamadır. Normalde işi proje yöneticisi, tasarım mühendisi veya proje mimarı tarafından yönlendirilen inşaat yöneticisi yönetir.Her türlü inşaat taahhüt işleri; konut, işyeri, ticarethane inşaatlarını yapmak, satmak, kendi hesabına arazi ve arsalar almak bunlar üzerinde veya başkalarına ait arsa ve araziler üzerinde kat karşılığı binalar yapmak.Yurt içinde ve yurt dışında her türlü resmi ve özel sektöre ait inşaat taahhüt ve montaj işleri yapmak ve müstakil konut, iş hanları, fabrikalar, yollar, baraj ve göletler, park ve bahçe düzenlemeleri ve turistik tesisler, tatil köyleri inşa etmek ve kiraya vermekTürkiye sınırları içinde veya yabancı ülkelerde, resmi ve özel kurum ve kuruluşları tarafından kapalı zarf, açık arttırma, eksiltme, teklif alma ve pazarlık usulü ile ihaleye çıkarılacak her türlü küçük ve büyük yapıların her türlü inşaat işlerini Anahtarteslimi taahhüt etmek.
-
Türkiye Cumhuriyeti devleti bakanlıklarının ve bakanlığa bağlı resmi kuruluşların, kamu iktisadi teşebbüsleri, iktisadi devlet teşekkülleri, kamu iktisadi kuruluşları, kamu bütçeli daireler, mahalli idareler, belediyeler, yapı kooperatifleri, özel sektör kuruluşları tarafından yurt içinde ve yurt dışında ihaleye çıkarılan inşaat, elektrik, tesisat, yol, su, kanalizasyon, doğalgaz, altyapı, üstyapı, dekorasyon, restorasyon işlerinin yeniden veya onarımı ihalelerine katılmak, teklif vermek, ihale şirkette kalırsa ihale sözleşmesi gereği işi yapmak ve teslim etmek.Prefabrike inşaat ve meskenler yapmak, yaptırmak ve bunları satmak, kiraya vermek.Her türlü havuz inşaatı ve arıtma işlemleri yapmak Her türlü dekorasyon işleri, tamirat ve boya işleri yapmak.Her türlü mimarlık hizmetleri vermek, şehir ve imar planları hazırlamak, uygulamalarını yapmak.Her türlü mühendislik hizmetleri vermek, proje ve uygulamalarını yapmak.Dekorasyonla ilgili spor salonlarının saha çizimi, boya, parke ve Cam cila, duvar kağıdı, halıfleks, Asma tavan-kartonpiyer, fayans kalebodur, Su ve elektrik tesisatı, çatı tadilat işleri yapmak.Her türlü bina, büro, tesis ve yapılar ile peyzaj mimarisi ve çevre düzenlemesi alanında mimarlık, mühendislik, teknik müşavirlik hizmetleri olarak plan, proje, teknik hesaplar, danışmanlık, etüd, araştırma, tasarım, fizibiliteler yapmak, bununla ilgili hizmet grupları oluşturmak ve işletmek.Durum (halihazır), kadastro, yeraltı maden ocakları, Deniz dibi, Tünel ve baraj, yol, su, kanalizasyon, boru hattı gibi şerit haritalarının yapımı. Parselasyon planlarının yapımı.İslah-imar planlarının yapımı ve uygulama işlemlerinin yapımı.Konusuyla ilgili her türlü dengeleme,hesaplama,yazım ve çizim işlerinin yapımı.Türkiye'de İnşaat Sektörünün Tarihi TarihçesiCumhuriyet dönemindeki gelişim sürecinde inşaat alanında ilk önemli adımlar 1920’li yıllarda, ileride başkent olacak Ankara’da başlamıştır. Ankara’da tüm, zorluklara, ulaşım ve malzeme yetersizliğine rağmen çevrenin geleneksel yapı tarzına uygun bir imar faaliyetine girilmiştir. Kullanılan malzemeler ahşap, kerpiç, kaba yontma taş gibi ilkel malzemelerdi, bunlar bile yeterli düzeyde sağlanamıyordu.Ülkemizde Cumhuriyetle birlikte hızlı ve planlı kalkınma için sanayi, tarım ve ulaşım alanlarında yatırımlara verilen önem, Türk İnşaat Sanayinin temelini atmıştır.Bu dönemin ilk inşaat faaliyetleri, ulaşım sektöründeki yol inşaatlarında görülmektedir. Ancak yetişmiş teknik eleman yetersizliği, çalışmaların bir süre yabancı firma, uzman ve müşavirliğinde yürümesine neden olmuştur.Cumhuriyet döneminin başlangıcından 1950'li hatta 1960'lı yıllara kadar, inşaat sektöründe en büyük ağırlık altyapı ve bayındırlık inşaatlarındadır. Bu süre içinde söz konusu inşaat alanlarında dönem dönem büyük gerçekleşmeler görülmüştür. Yine bu dönemde DSİ, T.C. Karayolları gibi teknik gücü bünyesinde toplayan büyük çapta, devlet desteği ile yatırımlar yapan teşkilatlar kurulmuş ve bunların yaptığı yatırımlar inşaat sektörüne bir ivme kazandırmıştır. Bu hız 1960'lı yıllara kadar etkinliğini sürdürmüştür.60'lı yıllarda DSİ yatırımlarının hacmi oldukça büyüktü. 1970'li yıllarda yetişmiş teknik işgücü özel kesime kaymış ve kamu kesiminde oldukça önemli bir teknik eleman açığı ortaya çıkmıştır. Diğer taraftan bu yıllarda özel kesimin faaliyet alanını sanayi kesimine kaydırması ve yatırımların yaygınlaşması sonucunda fabrika tipi bina yapımında artış olmuş, bu da yapım teknolojisinde prefabrikasyon sisteminin gelişmesini sağlanmıştır.Ülkemizde sanayileşme ile birlikte ortaya çıkan sosyo-ekonomik değişimler, kentleşme olgusu ve kentlere göçün hızlandırılması, inşaat sektöründe konut yapımcılığına önemli bir boyut kazandırmıştır. Ancak planlı bir üretime geçişe imkan bulamadan ortaya çıkan bu gereksinimin denetimsiz bir biçimde karşılanması, konut üretiminde karlılığı tek amaç haline getirmiş, kentlerde plansız ve kalitesiz konut üretimleri yaygınlaşmıştır. Bu olumsuz görünüme rağmen konut üretiminin bu dönemde ülkemiz ekonomisine, istihdam ve yatırım olarak büyük katkılarda bulunduğu da bir gerçektir.
-
Bu arada olumlu bir gelişme, ticari ve sosyal yapı niteliğinde çok katlı bina yapımında görülmüştür.Gelişme sürecinde olan ülkemizde yaşanan ekonomik ve sosyal değişim, kentleşme ve konut sorunlarının sürekli olarak yeniden tanımlanması, yeni politika ve çözüm önerileri geliştirilmesini gerekli kılmaktadır .Ülkemizde konut sorununun gelişimine baktığımızda, Cumhuriyetin kurulduğu 1923 yılından bu yana geçen yetmiş yedi yıllık zaman içinde, değişik zamanlarda konut sorununun değişik yönlerinin önem kazanmış olduğu görülecektir. 1923 yılından 1950 yılına kadar, nüfus ve kentleşme hızı yavaştır. Ankara dışındaki diğer yerlerde, konut sorunu yoktur. Ülke tek parti yönetiminde olup konut sunum biçimleri çeşitlenmemiştir.1950 yılından sonra kentleşme hızı yükselmeye başlamış, konut sunum biçimleri ve kurumsal yapılar, kentleşme hızının gerektirdiği konut gereksinimini karşılayamaz duruma gelmiştir. Soruna, içine girilen çok partili dönemde siyasi görüşlerle çözüm aranmış, 1958 yılında İmar İskan Bakanlığı kurulduktan sonra konut ve kentleşme sorunlarına çözüm üretmek bu Bakanlığın sorumluluğuna verilmiştir .1965 yılından sonra yap satçı üretim ve gecekondu üretimi hız kazanmıştır. Bu sunum biçimleri, yüksek yoğunluklu ve önemli sorunları olan kentler doğurmuştur. Konut sorunu büyümüş, 1970'li yıllarda yavaş yavaş toplu konut türü sunum biçimleri ortaya çıkmaya başlamış ancak, bunlar kurumsallaşamamıştır ve kooperatifler en önemli konut üreticisi durumuna gelmiştir. 198O’li yıllarda Türkiye'nin yalnızca kentleşme alanında değil, toplumsal yaşamın her alanında da dönüşüm yaşadığı yıllar olmuştur. Türkiye, 1950'lerin yarısından sonra sürdürmekte olduğu iç pazara dayalı büyümeyi önce kalkınma modelini bırakarak, dışa dönük kalkınma modeline geçirmiş kaynaklarını uluslararası rekabet kurallarına göre dış piyasalara üretim yapabilen sektörlere aktarmaya başlamıştır. Konut ve kentleşme konusunda 1950'1i, yılların ortalarında ortaya çıkan kimi kurumlar, ya biçim değiştirmiş ya da uyum sağlayamayıp yok olmuştur.1980'lerde Türkiye, bir yandan önceki dönemlerden devreden kentleşme ve konut sorunlarına, bir yandan da yeni dönemin sorunlarına çözüm bulmaya çalışmıştır. 1980'den sonraki dönemde kentsel alanlarda yaşanan değişimlerden birisi, gecekondulaşmanın değişen niteliğidir. Kullanıcıların başkalarının arsaları üzerinde kendi emekleri ile ürettikleri tek ya da az gecekonduların yerini, kullanımcı dışındaki gruplarca üretilen çok katlı yapılaşma almıştır. Ayrıca, kentlerin imarlı kesimlerinde de benzer gelişmeler yaşanmış, orta ve üst gelir gruplarına yönelik seçeneklerin, kooperatiflerin konut üretimindeki payı artmıştır. Bunun nedeni de Toplu Konut İdaresi'nin kooperatiflere açtığı kredilerdir. Kooperatiflerin üretimden aldığı payın artması, arsa gereksinimini artırmış ve arsa alarak konut üretimini buralarda yapmalarına yol açmıştır. Ayrıca konut üretiminin kent dışına taşınmasında Emlak Bankası ve Toplu Konut İdaresi uygulamalarının da etkisi olmuştur. Bu oluşumların sonucu daha büyük kent parçalarının açılmasını gerektiren toplu konut türü gelişmeler, egemen olmaya başlamıştır.Ülkemizde, Cumhuriyetin ilanından sonra farklı dönemlerde değişik boyutlarda hissedilen konut sorunu, özellikle yüksek nüfus artışı, hızlı ve sağlıksız kentleşme sonucunda giderek artmıştır Lüks inşaat nedir Dış duvarlar Mermer, çini, bakır kaplamalı Çatı örtüsü Bakır ve kurşun kaplamalı, ısı yalıtımlı Tavan 2'den fazla odası gizli ışıklandırma, ses tecritli asma tavan (sert ağaç, alüminyum, alçı vb.)İç duvarlar - 2'den fazla odası ısı ve ses yalıtımlı, sert ağaç kaplama.Taban (döşeme) - 2 den fazla odası mermer ve benzeri tabii taş, ahşap parke, halı kaplamalı. Merpenler - Tabii taş kaplamalı, işlemeli demir ve sert ağaç korkuluklu ve küpeşteli. Penceler - Metal ve sert ağaç doğramalı, özel vasıflı camlı, tabii taş para- petii ve pancurlu. Kapılar Masif sert ağaç kasalı ve kanatlı, kapitone kaplamalı, işlemeli metal kasa ve kanatlı, özel cam kanatlı ve özel akşamlı (otomatik kontrol vb.) Banyo ve WC - Mermer ve benzeri tabii, taş kaplamalı, lüks veya özel imal edilmiş küvet, çift lavabo, klozet ve benzeri akşamlı banyo, aynı vasıflarda WC. Isıtma - Klima tesisatlı (soğuk, sıcak), şömineli, devamlı sıcak sulu. 1. sınıf inşaat nedir Dış duvarlar - Tabii (troverten vb.) ve suni taş, kaliteli ahşap ve metal kaplamalı.
-
Çatı örtüsü- Isı yalıtımlı ve alüminyum kaplamalı çatı, ısı ve su yalıtımlı teras. Tavan - Püskürtme sıvalı, 1 veya 2 odası ahşap kaplama veya düz alçı sıvalı. İç duvarlar - 2'den fazla odası yağlı boya, yıkanır kağıt ve benzeri madde ile kaplama. Taban (döşeme) - 1 veya 2 odası suni mermer, seramik, ahşap parke, halı kaplamalı. Merpenler - Suni taş kaplamalı, iyi vasıflı demir ve sert ağaç korkuluklu ve küpeşteli Penceler - Metal ve sert ağaç doğrama, normal camlı, suni taş parapetli, pancurlu. Kapılar - Sert ağaç kaplamalı kasa ve kanatlı, metal kasa kanatlı. Banyo ve WC - Sırlı ve dekoratif seramik kaplamalı, kaliteli küvet, lavabo, klozetli banyo ve aynı vasıflarda WC. Isıtma - Kaloriferli, şömineli, devamlı sıcak sulu. 2. sınıf inşaat nedir Dış duvarlar - Tarak sıva, ahşap kaplamalı. Çatı örtüsü - Marsilya tipi kiremit, galvanize saç veya bütün emdirilmiş plak kaplamalı (ondulin, eternit vb.) Tavan - Sade düz satıh sıva üzerine alçı kornişİç duvarlar - 1 veya 2 odalı plastik veya kağıtlı boya, kağıt kaplama. Taban (döşeme) - Karo mozaik, renkli düz mozaik marley ve benzeri. Merpenler - Renkli mozaik kaplamalı, sert ağaç ve demir korkuluklu. Penceler - Normal ahşap doğrama, normal cam ve renkli mozaik parapetli. Kapılar - Ahşap presli ve basit metal. Banyo ve WC - Kaliteli fayans kaplamalı, normal kaliteli küvet, lavabo ve klozetli banyo, aynı vasıflarda WC. Isıtma - Kaloriferli, sıcak sulu. 3. sınır inşaat nedir? Dış duvarlar - Normal çimentolu sıva, serpme, basit ahşap ve basit metal kaplamalı. Çatı örtüsü - Basit konstrüksiyon (iskelet) üzerine kiremit.Tavan - Sade düz satıhlı sıva. İç duvarlar - Kireç harçlı sıva ve kireç badana Taban (döşeme) - Düz mozaik, şap, basit ahşap kaplama Merpenler - Şap veya düz mozaik kaplamalı ve demir korkuluklu. Penceler - Basit ahşap doğrama, düz mozaik parapetli. Kapılar - Kasası çam kereste, doğrama basit pres, maun boyalı veya yağlı boya, giriş kapıları tablalı, basit masif veya demir. Banyo ve WC - Mozaik, fayans kaplamalı, küvetsiz, klozetsiz banyo, aynı vasıflarda WC. Isıtma - Kaloriferli, sobalı. Basit inşaat nedir? Dış duvarlar - Sıvasız veya çamur sıvalı. Çatı örtüsü - Basit ahşap, saz ve benzeri.Tavan - Çeşitli basit malzeme ile gayrifenni kaplama. İç duvarlar - Çamur sıva ve badana. Taban (döşeme) - Toprak, çok basit tahta ve diğer gayri fenni malzeme kaplamalı. Merpenler - Basit tahta veya taş basamak, korkuluksuz. Penceler - Basit tahta çerçeveli ve basit camlı ve gayri fenni malzemeli. Kapılar - Gayri fenni malzemeli Banyo ve WC - Basit WC'Iİ ve yıkanma yeri. Isıtma - Ocaklı veya sobalı.Kaba inşaat, kısa tanımı ile binanın yüzde kırkının bitmesi demektir. İnşaat yapılabilmesi için gerekli prosedürlerin ardından, harita mühendisinin belirlediği noktalardan temel kazısı yapılır. Bu temel kazısının derinliği yapılacak binanın kat adetine değişkenlik göstermektedir. Açılan temele dolgu malzeme doldurulması ve grobeton dökümü ile temelin oturacağı alan düzlenmiş olur.Bu noktadan sonra temel için gerekli demir bağlantıları döşenir. Elektrik, temiz ve pis su için gider tesisatlarının döşenmesinin ardından temele beton dökümü yapılır. Her katta, demir bağlantıları tesisat boruları, kolon ve kirişlerin kalıplarının oluşturulmasının ardından katlar için uygun görülen sınıfta beton dökümü yapılır. Betonun kuruma süresi hava koşullarına göre değiştiğinden optimum hava koşullarında dökülmesi tercih edilmesi gereken başlıca unsurdur. Beton dökümü sırasında pompanın el yordamıyla bütün alanı gezdirilmesi ve her yere eşit dökümün yapılması önemlidir.Beton sınıfın uygunluğu inşaat yapılan bölgenin iklimsel koşullarına değişmektedir. Yapı denetim firmaları betonun uygunluğunu denetlemek için her dökümde birer adet betondan numune alır. Betonun tutması ve düzgün olması için kalıplar kullanılır. Bunlar genelde mdf ya da suntadan olur. Kolon kalıplarının düzgün olması inşaatın düzgün olması demek olduğundan yapı denetim firmaları öncelikle kalıpları denetlemektedirler.Betonlar kurudukça, katlara tuğla örümü yapılır. Odalar, tuvalet, banyo, koridor, antre, asansör boşlukları, merdiven basamaklarının yerleri belirgin hale getirilir. Katların zeminlerine yalıtım ve düzlenmesi için şap atımı yapılır.
-
Teraziye getirilerek şap atılması ilerleyen safhalarda zemine yer karosu fayans veya parke yerleştirilirken ortaya çıkacak eğriliklerin engellenmesi için çok önemlidir. Günümüzde tuğla yerine bims blok ya da ytong denilen malzemeler yalıtım ve hafiflik özellikleri ile tercih edilmektedir. Fiyatları tuğlaya oranla yüksek olsa da işçilikleri daha kolay olduğundan zamandan tasarruf amacıyla tercih edilmektedir.İşte yukarıda belirtilen işlemlerin bitmiş haline kaba inşaat denilir. Kaba inşaat inşaatın yüzde kırkını oluşturmakta, kaba inşaatın da yüzde yirmi beşini demir, yüzde yirmi beşini kalıp, yüzde yirmi beşini beton ve kalan yüzde yirmi beşini de tuğla oluşturmaktadır.Günümüzde inşa edilen lüks ve 1. sınıf inşaat projelerinin yanı sıra, belediye sınırları dışarısında; köy sınırları içerisinde kalan alanlarda basit inşaatlar yapılabiliyor.Basit inşaat, gerekli temel ihtiyaçların karşılandığı ancak lükse ve konfora fazla yer verilmeyen inşaat türleri olarak karşımıza çıkıyor.15.12.1982 Tarih ve 17899 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan yönetmelik kapsamında basit inşaatın sahip olması gereken özellikler şu şekilde açıklanıyor:Basit inşaat özellikleri.Dış duvarlar: Sıvasız veya çamur sıvalı.Çatı örtüsü: Basit ahşap, saz ve benzeri.Tavan: Çeşitli basit malzeme ile gayrifenni kaplama.İç duvarlar: Çamur sıva ve badana.Taban (Döşeme): Toprak, çok basit tahta ve diğer gayri fenni malzeme kaplamalı.Merpenler: Basit tahta veya taş basamak, korkuluksuz Pencereler: Basit tahta çerçeveli ve basit camlı ve gayri fenni malzemeli.Kapılar: Gayri fenni malzemeli.Banyo ve WC: Basit WC’li ve yıkanma yeri.Isıtma: Ocaklı veya sobalı.Lüks, Fransızca kökenli bir kelimedir ve gerekliliklerin dışında kalan, olması gereken temel ihtiyaçlardan daha fazla yarar sağlayan durumları ifade eder.İnşaatta sıkça kullanılan ‘lüks daire’, normal standartların dışında estetik, konfor, rahatlık gibi ihtiyaçları da karşılayan gayrimenkul projeleridir.Lüks inşaat kapsamında çelik karkas, betonarme karkas, yığma kagir bina ve ahşap binalar inşa edilebiliyor.İnsanların, hayvanları ve bitkilerin ihtiyaçlarını karşılamak için çeşitli yapı malzemeleri ile inşaa edilen tesislere yapı denir. Yapılar içerisindekileri olumsuz doğa koşullarından koruyan, tasarım ile birlikte bir çok yapı malzemesinin bir araya gelerek oluşturduğu bir bütündür.Yapılarda belirli bir standart olmalıdır, bu standartlar insanların yaşadıkları ortamda konfor ve huzurlu yaşayabilmesi için asgari şartların sağlanmasıdır. Yapılar emniyetli, ekonomik, estetik ve fonksiyonel olmalıdır.Yapılar birçok özelliklerine göre değişik şekillerde sınıflandırılabilir. Konaklama yapıları (otel vb.) Sağlık Yapıları (hastane vb.) Dini yapılar (Cami vb.) Ticaret yapıları (iş merkesi vb.) Sosyal yapılar (tiyato, sinema vb.) Ulaştırma yapıları (yol, köprü vb.) Su yapıları (baraj vb.) Spor yapıları (stadyum vb.) Eğitim yapıları (okul vb.) Anıtlar Konutlar (ev, apartman vb.) Endüstri yapıları (fabrika vb.)Yapının kaba inşaatına oluşturan ve yük taşıyan elemanların, yapılış ve üzerine gelen yükleri taşıyış şekillerine göre sınıflandırılmasıdır.Yığma (masif) Yapılar : Binalardaki döşeme ve çatı gibi yatay taşıyıcı sistem yükleri, iç ve dış duvarlar tarafından taşınarak temele nakledilecek şekilde yapılan yapılardır. Bu tür yapılarda yükün tamamını duvar taşıdığı için, yapının bazı bölgelerindeki duvarların değiştirilmesi veya iptal edilmesi tehlikeli ve zordur. Ahşap yığma ve kagir yığma olarak ikiye ayrılırlar.Karkas İskeletli Yapılar : Bu yapılarda yükü taşıma ve aktarma işlemi şu sıraya göre oluşturulmalıdır. Döşeme ve çatı kendi ağırlıklarını ve üzerlerine gelen yükleri yatay taşıyıcı elemanlar olan kirişlere iletirler. Daha sonra bu kirişler bu yükleri, üzerine oturdukları düşey taşıyıcı elemanlara yani kolonlara iletirler. Kolonlarda bu yükleri temele iletirler. Yapıdaki bu sistem sayesinde kolonlar arasında boşluklar oluşur. Bu boşlukları kapatmak ve yapıyı bölmelere ayırmak için tuğla veya gaz beton bloklarından duvar örülür. Yapının bir kısmı karkas, bir kısmı da ahşap yapılabillir. Bu tür yapılara karma yapı, veya yarı karkas, yarı yığma yapı denir.Ahşap İskeletli Yapılar : Ahşap iskeletli yapılar; yatay ve düşey taşıyıcı elemanları ağaçtan yapılan bir yapı türüdür. Tarihi evler vb.Betonarme İskeletli Yapılar : Yatay ve düşey taşıyıcı sistemi betonarme yapı elemanlarından oluşan yapı türüdür. Ülkemizde en çok kullanılan yağı türüdür.Çelik İskeletli Yapılar : Yatay ve düşey taşıyıcı elemanları çelikten yapılan yapılardır. Bu elemanlar çeşitli cins ve ebatlardaki, profil ve levhalardan; kaynak,
-
Teraziye getirilerek şap atılması ilerleyen safhalarda zemine yer karosu fayans veya parke yerleştirilirken ortaya çıkacak eğriliklerin engellenmesi için çok önemlidir. Günümüzde tuğla yerine bims blok ya da ytong denilen malzemeler yalıtım ve hafiflik özellikleri ile tercih edilmektedir. Fiyatları tuğlaya oranla yüksek olsa da işçilikleri daha kolay olduğundan zamandan tasarruf amacıyla tercih edilmektedir.İşte yukarıda belirtilen işlemlerin bitmiş haline kaba inşaat denilir. Kaba inşaat inşaatın yüzde kırkını oluşturmakta, kaba inşaatın da yüzde yirmi beşini demir, yüzde yirmi beşini kalıp, yüzde yirmi beşini beton ve kalan yüzde yirmi beşini de tuğla oluşturmaktadır.Günümüzde inşa edilen lüks ve 1. sınıf inşaat projelerinin yanı sıra, belediye sınırları dışarısında; köy sınırları içerisinde kalan alanlarda basit inşaatlar yapılabiliyor.Basit inşaat, gerekli temel ihtiyaçların karşılandığı ancak lükse ve konfora fazla yer verilmeyen inşaat türleri olarak karşımıza çıkıyor.15.12.1982 Tarih ve 17899 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan yönetmelik kapsamında basit inşaatın sahip olması gereken özellikler şu şekilde açıklanıyor:Basit inşaat özellikleri.Dış duvarlar: Sıvasız veya çamur sıvalı.Çatı örtüsü: Basit ahşap, saz ve benzeri.Tavan: Çeşitli basit malzeme ile gayrifenni kaplama.İç duvarlar: Çamur sıva ve badana.Taban (Döşeme): Toprak, çok basit tahta ve diğer gayri fenni malzeme kaplamalı.Merpenler: Basit tahta veya taş basamak, korkuluksuz Pencereler: Basit tahta çerçeveli ve basit camlı ve gayri fenni malzemeli.Kapılar: Gayri fenni malzemeli.Banyo ve WC: Basit WC’li ve yıkanma yeri.Isıtma: Ocaklı veya sobalı.Lüks, Fransızca kökenli bir kelimedir ve gerekliliklerin dışında kalan, olması gereken temel ihtiyaçlardan daha fazla yarar sağlayan durumları ifade eder.İnşaatta sıkça kullanılan ‘lüks daire’, normal standartların dışında estetik, konfor, rahatlık gibi ihtiyaçları da karşılayan gayrimenkul projeleridir.Lüks inşaat kapsamında çelik karkas, betonarme karkas, yığma kagir bina ve ahşap binalar inşa edilebiliyor.İnsanların, hayvanları ve bitkilerin ihtiyaçlarını karşılamak için çeşitli yapı malzemeleri ile inşaa edilen tesislere yapı denir. Yapılar içerisindekileri olumsuz doğa koşullarından koruyan, tasarım ile birlikte bir çok yapı malzemesinin bir araya gelerek oluşturduğu bir bütündür.Yapılarda belirli bir standart olmalıdır, bu standartlar insanların yaşadıkları ortamda konfor ve huzurlu yaşayabilmesi için asgari şartların sağlanmasıdır. Yapılar emniyetli, ekonomik, estetik ve fonksiyonel olmalıdır.Yapılar birçok özelliklerine göre değişik şekillerde sınıflandırılabilir. Konaklama yapıları (otel vb.) Sağlık Yapıları (hastane vb.) Dini yapılar (Cami vb.) Ticaret yapıları (iş merkesi vb.) Sosyal yapılar (tiyato, sinema vb.) Ulaştırma yapıları (yol, köprü vb.) Su yapıları (baraj vb.) Spor yapıları (stadyum vb.) Eğitim yapıları (okul vb.) Anıtlar Konutlar (ev, apartman vb.) Endüstri yapıları (fabrika vb.)Yapının kaba inşaatına oluşturan ve yük taşıyan elemanların, yapılış ve üzerine gelen yükleri taşıyış şekillerine göre sınıflandırılmasıdır.Yığma (masif) Yapılar : Binalardaki döşeme ve çatı gibi yatay taşıyıcı sistem yükleri, iç ve dış duvarlar tarafından taşınarak temele nakledilecek şekilde yapılan yapılardır. Bu tür yapılarda yükün tamamını duvar taşıdığı için, yapının bazı bölgelerindeki duvarların değiştirilmesi veya iptal edilmesi tehlikeli ve zordur. Ahşap yığma ve kagir yığma olarak ikiye ayrılırlar.Karkas İskeletli Yapılar : Bu yapılarda yükü taşıma ve aktarma işlemi şu sıraya göre oluşturulmalıdır. Döşeme ve çatı kendi ağırlıklarını ve üzerlerine gelen yükleri yatay taşıyıcı elemanlar olan kirişlere iletirler. Daha sonra bu kirişler bu yükleri, üzerine oturdukları düşey taşıyıcı elemanlara yani kolonlara iletirler. Kolonlarda bu yükleri temele iletirler. Yapıdaki bu sistem sayesinde kolonlar arasında boşluklar oluşur. Bu boşlukları kapatmak ve yapıyı bölmelere ayırmak için tuğla veya gaz beton bloklarından duvar örülür. Yapının bir kısmı karkas, bir kısmı da ahşap yapılabillir. Bu tür yapılara karma yapı, veya yarı karkas, yarı yığma yapı denir.Ahşap İskeletli Yapılar : Ahşap iskeletli yapılar; yatay ve düşey taşıyıcı elemanları ağaçtan yapılan bir yapı türüdür. Tarihi evler vb.Betonarme İskeletli Yapılar : Yatay ve düşey taşıyıcı sistemi betonarme yapı elemanlarından oluşan yapı türüdür. Ülkemizde en çok kullanılan yağı türüdür.Çelik İskeletli Yapılar : Yatay ve düşey taşıyıcı elemanları çelikten yapılan yapılardır. Bu elemanlar çeşitli cins ve ebatlardaki, profil ve levhalardan; kaynak,
-
cıvata ve perçin gibi birleştirme yöntemlerinden yararlanılarak oluşturulurlar. Prefabrike Yapılar : Binanın taşıyıcı sistemini oluşturan yapı elemanları, inşaa mahalinde birleştirilebilecek şekilde önceden hazırlanan yapı türüdür. Hafif ve ağır prefabrike olmak üzere ikiye ayrılırlar.Yapı kullanım amacına hizmet edecek şekilde planlanırken, kullanım süresine göre geçici ve kalıcı olmak üzere iki kısma ayrılır.Geçici Yapılar : Kısa ve geçici bir süre kullanılmak ve ihtiyaçlara cevap vermek üzere, başkasının ya da bizzat sahibinin toprağı üzerine yapılan şantiye binası, kulübe, vb. hafif yapılardır.Kalıcı Yapılar : Süresiz kullanılmak veya uzun bir süre kullanılması ve belirli ihtiyaçlara cevap vermesi için yapılan yapılardır. Tapu siciline kayıtlıdırlar.Yapılar tamamen büyük bir kısmı yer yüzeyinin altında veya üzerinde inşaa ediliş durumuna göre ikiye ayrılırlarAlt Yapılar : Yol, su, kanalizasyon, köprü vb. ile zemin seviyesinin altında kalan yapılara denir.Üst Yapılar : Zemin seviyesinin üstünde yapılan tüm yapılardır.Resmi Yapılar : Devletin kamu ve kuruluşlarına yapmış veya yaptırmış olduğu yapılardır.Vakıf Yapıları : Toplum hizmetlerinin devamlı olarak yürütülebilmesi için şahıs veya kurumlar tarafından yardım ve bağış olarak bırakılan mülk veya kapitalleri işletilen resmi nitelik taşıyan kuruluşlara vakıf denir. Vakıflar tarafından inşaa edilen veya mülkiyetleri vakıflara devredilen yapılara vakıf yapıları denir.Özel Yapılar : Şahıs veya işletmeler tarafından inşaa ettirilen veya çeşitli amaçlarla kullanılan yapılardır. Kaba Yapı : Temel, duvar, kolon, kiriş, döşeme vb. işleri kapsayan iş grubuna kaba yapı denir.İnce Yapı : Bir yapıda kaba yapıdan sonra gelen ve sıva, boya, badana, yalıtım, temiz ve pis su tesisatı vb. işleri kapsayan ve kaba yapıyı örten uygulamalara ince yapı denir. Kendi başına kullanılanbilen, insanların oturma, çalışma, dinlenme, ulaşım, eğlenme ve ibadet etmelerine yarayan, hayvanların ve eşyaların korunmasını sağlayan, karada ve suda, daimi veya geçici, yer altı ve yer üstü inşaatı il bunların tamirlerini içine alan tesislere yapı denir.Betonarme, beton ve çeliğin birlikte kullanılmasıyla elde edilen yapı malzemesidir. Betonarme elemanlar (kolon, kiriş, döşeme vb.) yapıda basınç, çekme, kesme ve burulma gibi gerilmelere maruz kalırlar. Gevrek özellikte olan beton, yapısı itibariyle maruz kaldığı etkilerden basınç gerilimine karşı mukavemet gösterebilmektedir. Bu nedenle gevrek olan beton, sünek olan çelik ile güçlendirilerek kompozit bir yapı malzemesi olan betonarmeyi meydana getirir. Betonarme malzemede beton, basınç gerilmelerine, çelik ise çekme gerilmelerine karşı çalışır.Betonarme yapılarda kullanılan beton ve çelik malzeme sınıfları yapının kullanım amacı ve istenilen dayanımına göre farklılıklar göstermektedir. Örneğin döşeme kalınlıkları belirlenirken, döşeme kalınlığı ve beton sınıfı yapının kullanım amacı doğrultusunda istenilen elastisite modülüne göre belirlenmektedir.Betonarmede, beton çeliğin, çelik ise betonun zayıflıklarını gidermektedir. Yangına ve korozyona karşı zayıf olan çelik, beton örtü ile korunmakta, çekme dayanımı ve sünekliği yetersiz olan beton ise çelikle donatıldığında, hem basınç ve çekme dayanımı hem de yangın dayanımı yüksek bir yapı malzemesi haline gelmektedir.
-
"Mimar Olan Bir insanın Maket Yapması"Mesleğe 1956 yılında başlayan ve bir anlamda mesleği tanımlayan, 2006 yılında Mimarlar Odası 10. Ulusal Mimarlık Ödülleri'nde Mimarlığa Katkı Dalı Başarı Ödülü'ne layık görülen, mimari maketçiliğin duayeni Selahattin Yazıcı ile söyleşi gerçekleştirdik.Özüm İtez: Sanırım 1956’da Behruz Çinici’nin teşviki ile maket yapmaya başlamışsınız, bu mesleğe başladığınız yıllardan bahseder misiniz?Selahattin Yazıcı: Ben İstanbul’da okurken Bâb-ı Âli’ye klişe resimleri yapardım. Oradan biraz para kazanırdım. O sıralar baskı o kadar önemli değildi, çizgi romanlar illa bir aydınger kâğıdına çini mürekkebi tarama kalemle kopya edilir daha sonra baskıya geçerdi. Bu arada Kemal Ahmet Arû’nün şehircilik kürsüsünde 2. Levent ve Etiler’in maketi yapılıyor ancak yetiştirilemiyor. Behruz dedi ki “Git oğlum, git, bir bak bakalım yapabilir misin?” Gittim baktım, hakikaten yapabiliyormuşum…Maket yapmayı kimden öğrendiniz ve daha sonra nasıl devam ettiniz?Levent ve Etiler’in maketini yapan Yusuf (Yusuf Z. Ergüleç) isimli bir usta vardı ondan öğrendim maketi ancak zaten el becerim vardı. 1 sene sonra da ayrıldım yanından. İstanbul’da birkaç tane atölye değiştirdim. Mebusan Yokuşu’nun alt tarafında sağ tarafta Türk Ticaret Bankası vardı, atölyemi onun üstüne taşıdım. Bir müddet sonra Sıraselviler'de Belçika Konsolosluğu’nun oradaydım ve İstanbul’daki en son atölyemi de Tünel’de açtım. Markiz’in sırasında Aktar Han vardır, karşısında eski Lebon Pastanesi sağ tarafında Haşet Kütüphanesi biraz ileride de Narmanlı Yurdu.Yerleşik düzende modelciliğe ilk ben başladım. Evine bir telefon edilir, “Selahattin gel maket yapacaksın” derler, bürosuna gider çalışırsın.Kimsenin atölyesi yoktu yani?Yoktu tabii! Ben Ankara’ya geldiğim zaman İş Bankası’nda orda orta yaşlı bir adam vardı, o alçıdan maket yapardı.İstanbul’dan Ankara’ya neden geldiniz?Behruz’un ODTÜ kampüsündeki binalar için mimari modeller yapılması gerekiyor, otobüsle getirip bırakıyordum Behruz’a fakat bu zor bir iş tabi. O arada Ziraat Bankası’nın Ulus Tesisleri’nin maketlerinin de yapılması gerekiyordu, Vedat Özsan “Selahattin gelir misin, burada 2 senelik iş var” dedi ben de derledim toparladım atölyeyi Ankara’ya geldim ve başladım Ankara’da çalışmaya. O sıralar mimari piyasa Ankara’da daha kuvvetliydi. Ankara’da olanların devletten iş almaları daha kolaydı. Özel sektör pek fazla maket yaptırmıyordu.Çoğu mimar da 1980 öncesi Ankara’daydı zaten...Tabii, birçok mimar çok sonradan, genel müdürlükler, İş Bankası, Halk Bankası Genel Müdürlüğü İstanbul’a taşındıktan sonra Ankara’dan ayrılmaya başladılar.Ancak en önemlisi yarışmalar vardı. Şimdi çıkmıyor yarışma hiç. Hem devlet hem özel sektör yarışma açardı. Bir yarışmaya 8 ofis dahil olsa, 500-600 mimar çalışırdı ve biz de modellerini yapardık.Yalnızca 2 sene kalacaktım Ankara’da ama kızım burada okumaya başladı ve Mimarlık Akademisi’nde (1982’de Gazi Üniversitesi’nin bünyesine kattığı, Ankara Devlet Mühendislik Mimarlık Akademisi) bana ders verme teklifinde bulundular, onu kabul ettim.Ankara’da birçok çalışma yaptım. Bunlardan birkaçı: Ankara Vali Konağı, ODTÜ Kampüsü, Hacettepe Kampüsü, Bursa Üniversitesi Kampüsü, ilk yaptığım kampüs de Erzurum Atatürk Üniversitesi. O zamanlar ortalıkta başka maketçi de yoktu sanırım ve ben vardım, hepsini ben üstlendim.Bu kampüs maketleri işi mimarlardan mı geldi size yoksa üniversitelerden mi?Çoğu mimarlardan, geriye kalanlar da müesseselerden. Faraza, size bir tanesini söyleyeyim, Ankara Adliye Sarayı’nın maket işi bana doğrudan Adalet Bakanlığı’ndan gelmişti. Mimarlarını da tanıyordum. Şimdi biliyorsunuz onu da yıkacaklar."Bir müddet sonra ne oluyor biliyor musunuz, maketin işinin bittiğine dair bir evrak hazırlanıyor ve çöpe atıyorlar"O dönem sanırım yapılar gerçekleştikten sonra modelini içinde sergilemek gibi bir moda vardı?Kimisi dediğiniz gibi bina içerisinde sergileniyor. Ankara’da Akün Sineması’nın (2002’den beri Akün Sahnesi) içinde benim yaptığım 1/50 ölçekli bir maket sergileniyor, binanın içini gösteren. ODTÜ için de 50 küsür model yaptım, bunlardan birçoğu Kemal Kurdaş’ın yaptırdığı stantlarda teşhir edildi, bir tanesi hala ODTÜ Mimarlık’ta durur. Bir de müşteriye göstermek için yapılır maketler.
-
Devlet kurumları ama o yaptırdıkları maketleri atamazlar. Ulus’taki Ziraat Bankası’nın maketini yaptım. Beni 5-6 yıl sonra çağırdılar, bir başka düzenleme yapmaya kalktılar. Gittim baktım bir rafın üzerinde çok özgün olarak çalıştığım o binanın maketi tozlar içerisinde duruyor. İnşaat müdürüne gittim “Bunu bana verin ya” dedim. “Yok, veremeyiz” dedi, bilmem ne kayıtlıymış… Bir müddet sonra ne oluyor biliyor musunuz, işinin bittiğine dair bir evrak hazırlanıyor ve çöpe atıyorlar. Emlak Kredi Bankası’na çok güzel maketler yapmıştım. Yine bir başka iş için gittiğimde maketlerin üstünde çay bardakları vardı. Aykut Koray bana Ankara’da Bulvar üzerinde Koray İşhanı’nın maketini yaptırmıştı, bütün alüminyumlarını oksidize ettirmiştim, baya uğraştığım bir maketti. Bana telefon edip maketi atacağını söyledi, o maketi çok rica edip aldım. Şimdi bende durur hala.Üniversitede verdiğiniz maket dersinin içeriğinden biraz bahseder misiniz?Biliyor musunuz insanlarda en geç ve güç gelişen özellik 3. boyutu görme özelliğidir. Ben çocuklara ders verirken öğrendiğim bir şey oldu. Kuzey ülkelerinde, küçük çocuklara hem maketle hem bilgisayarla hem de hologram ile 3. boyutu gösterme özelliklerinin gelişmesi için çalışmalar yaparlardı. Ben de Akademi’de hocalık yaparken düşündüm, ya ben bunu nasıl yaparım diye düşündüm. Başladım problemler üretmeye. Şöyle bir üçgen var içinde bir nokta var, çizgiler böyle birleşiyor. Bu nedir? Nasıl bir hadisedir bu? Bir piramit gibi görünüyor. Aşağı doğru da olabilir, yukarı doğru da olabilir. Bunlardan kaç tane vardır? Sonsuz tabii! Bunları çocuğun da görebilmesi lazım. Böyle problemler vermeye başladım. Tüm bunları yayınlamak isterdim. ODTÜ’ye söyledim, bütün maket malzemelerimi size vereyim dedim, klasik maket çalışması ile ilgili. Şimdi biliyorsunuz CNC, lazer kesim yapılıyor ve eline o makinalardan birini geçiren model çalışması yapıyor. Ama tabii o değil. Bıçağı kullanmak lazım, bıçağın ağzını nasıl açacağını bilmek lazım, yapıştırıcıların ne olduğunu bilmeniz lazım. Siz maket yaptınız mı hiç?Üniversitedeyken yapmıştım.Bir kere eğer öğrenci maket çalışması yapacaksa kolay bir malzeme olması lazım. Ya güzel karton olacak, ya strafor olacak. Strafor kesicileri var ama Türkiye’de çok az kullanılır onlar. Maket malzemeleri çok önemlidir. Türkiye’de maket malzemelerinin boyutları 70*100’dür genelde. İngiltere’den büyük 120*150 gibi parçalar gelir. Ama bunlarla nasıl çalışacaksınız?Siz bisturi mi kullandınız?Hayır sadece maket bıçağı kullandım.Özgün maket çalışmasında 13 numara bisturi vardır hekimlerin kullandığı, ucu sivri. Ama modelciler o sapı tam doğru tutamadıkları için, kendileri sert bir malzemeyi kıvırırlar, bıçağı oraya tutturup, kenarında sıkıştırır, vida yaparlar. Ergonomik bir hale gelir tutma böylece. Çok önemlidir bıçağı tutma.Bütün malzemeleri, boyaları, tutkalları, hepsini saymak lazım. Şimdi tutkal diyoruz, hangi tutkal! Eskiden UHU ve benzeri diğer yapıştırıcılar çıkmadan önce kemik tutkal, boncuk tutkal vardı. En iyileri Bulgaristan’dan gelirdi. Bunlar 1950-55 senelerinin çalışmaları. Bir gün Bâb-ı Âli’den yukarı çıkıyorum, Vakit Gazetesi’nin biraz ilerisinde bir kırtasiyeci vardı, Kemal Bey, bilmiyorum hala var mı, onun kapısına baktım sarı sarı kutular. “Nedir bunlar?” dedim, “yapıştırıcı” dedi. İlk UHU’yu o zaman gördüm. Tabi UHU çok kolay, kirletmiyor. Eskiden maket atölyesinin kapısını açan kişi, Alaaddin’in Lambası gibi sobalar vardır ya, onları yakar, ilk iş tutkal kazanını koyar ocağa. İkili bir kazandır, birinin içinde su vardır, öbürü daha ufak olan içine girer, küçüğün içine de ya boncuk ya plaka tutkal ve biraz su konup ısıtılmaya başlanır. Yüzücü hale geldiği zaman da o tutkal fırçalarla sürülür öteye beriye.Kendi karışımlarınızı üretiyor muydunuz?Bu tutkalın yapıştırıcılığı çok yüksektir, malzemeyi döndürür, rengini değiştirir. Üstübeç alırsınız, doğal bir kireç malzemesidir, beyaz hale getirir, suyla inceltir, içine biraz kemik tutkalı karıştırırsınız. Bunları tabi ölçüyle değil deneyimle öğreniyorsunuz. Fakat fazla tutkal koyarsanız döndürür yaprakları. Bu suyla yapılan bir tutkal karışımıydı. Büyük arazilerin münhanilerine bunu sürerdik. Ama çok tutkal koyduysanız zımparalayamazsınız.Hep aklıma şu gelir. Leonardo’nun yaptığı bir tabloyu incelemeye kalkmışlar, ne kadar sarı boya, ne kadar yeşil boya, ne kadar alınmış, ne kadar kullanılmış ressamın kayıtlarında var hep. Bizim hiç böyle bir alışkanlığımız yoktu ki. Ne kadar önemli, değil mi?
-
O zaman çünkü hemen söylersiniz, “şuraya 200 gr bilmem ne karıştıracaksınız”, yok öyle şey! Neyse bu da bizim eksikliklerimizden bir tanesidir.Sonradan bir de yeni boyalar çıktı piyasaya. Eskiden ressamların kullandığı Lukas diye bir boya vardı. Onu, faraza, üstübeç ile karıştırırdık ve onunla renklendirme yapardık. Sonradan bir de baktık ki plaka boyalar çıktı. O da suyla inceltilir.Makette ilk defa selülozik malzemeyi kullanan da benim. Vedat Dalokay bir baraj sahasında gazino yapmıştı, etrafı da kayalık. “Bu kayalıkları da yapacaksın” dedi. Yahu ne ile yaparım… Bezir yağı ile bir macun yapıp sürdüm ama Allah kahretsin o bezir yağı devamlı kustu. Hepsini söktüm. Gittim piyasadan selülozik macun aldım, beyaz. Onu alıp tinerle inceltip sürdüm, problem bitti. Boyaları hep onunla yaptım. Pistole tabanca kullanmayı öğrendim.Avrupa’da bu selülozik malzeme kullanılmaz, zehir çünkü o. Türkiye’de hepimiz kullanıyoruz, hala kullanılıyor. Çok tehlikeli bir şey. Boyama yaptığınız yere aspiratör koyup havalandırma yapıyorsunuz ancak yine de siniyor üstünüze. Fakat çok iyi bir malzemedir. Maketi çok iyi gösterir. Zamanla tabancayı nasıl kullanacağınızı öğreniyorsunuz. Faraza, grenli atışı öğreniyorsunuz. Tabanca ile gren yapmayı öğreniyorsunuz. Bu işi benden öğrenenler bu mevzuları pek öğrenemediler, çünkü uğraşamıyorlar."Zaha Hadid’den Haydar Aliyev Kültür Merkezi’nin maketini yapmam için teklif gelmişti"Zaman da çok farklı sanırım sizin yaptığınız dönem ile şimdiki arasında, belki daha seri mi üretmeleri gerekiyor? Çünkü mimari üretimde bile zaman farklı işliyor, bilgisayar yok iken yapılan üretimin gerektirdiği zaman ile şimdiki çok farklı.Bana Zaha Hadid’den Haydar Aliyev Kültür Merkezi’nin projeleri geldi, bunun maketini yapın dediler.İstek Zaha Hadid’den mi geldi?Zaha Hadid değil ama mimarlarından biri bana geldi. Siz de görmüşsünüzdür, ne cepheleri, ne şusu busu, görünüşten bir şey anlaşılmıyor. Bana bu binanın yatayda yirmi santimde bir kesitlerini çizebilir misiniz dedim. Ellerinde ölçüleri var, bilgisayarları var, çizebilirler. Bunu yapsa, ben de yapabileceğim, plakaları keseceğim üst üste üst üste, ayaklar zaten tek tek çıkacak ve yapılacak o zaman. Ben onunla nasıl uğraşırım öbür türlü. Zaten onun ücretini vermezler adama, maket yap sen derler. Zaten maket çalışmasında hep karşılaştığım fiyat meselesidir.Geçen, bir arkadaşım işine giderken ayakkabısının topuğu çıkmaya yazmış. Etrafta da bir ayakkabı tamircisi bulmuş, girmiş oraya. Adam almış bakmış çivilemiş topuğu. “Kaç para vereceğim?” diye sormuş arkadaşım. Öyle bir fiyat vermiş ki, ayakkabının fiyatının dörtte biri! “Böyle olur mu, hepi topu 5 tane çivi çaktınız!” demiş. “Ben çivi satmıyorum” diye cevap vermiş ayakkabı tamircisi.Bir modelci de, 5 tane kartonu bir araya getirip, 5 liralık malzeme için 15 lira fiyat çıkardığında şaşırırlar. İşin esasını bilmeyen şaşırır.Buna şaşıran mimarlar mı?Yok canım, mimarlar şaşırır mı, onlar ne olduğunu biliyor. Okula girdiğinden beri her mimar maket yapar. İyi, kötü, onun bir önemi yok. Kendi fikirlerini görebilmek için mutlaka maket yapar.CNC tezgâhları, lazer kesim aletleri girdi mi atölyenize. Bu teknolojilerle ilişkiniz nasıl oldu?Ben maketçilik hayatım boyunca klasik aletlerle, klasik model çalıştım. Özgün marangozluk aletleri ile çalıştım. Bıçakla çalıştım. 2 dolap dolusu bıçak var. Bunların en iyisi o daha önce bahsettiğim 13 numaralı bisturidir. En kolay olanı japon (maket) bıçağıdır, bilemeye gerek yok, kötü olduğunda kırıp atıyorsunuz. Fakat şöyle bir durum var; Japon bıçaklarının ağızları tek değil iki taraflıdır. Kestiğiniz zaman malzemenin iki tarafını da ezer. Model çalışmasında, eğer kendiniz bıçak yapıyorsanız, bir tarafını mutlaka düz, diğer tarafını meyilli yaparsınız. Düz olan taraf size lazım olan taraftır. Öyle keserseniz kalan parça dümdüz çıkar, yapıştırmada da kolaylık sağlar. Klasik modelcilikte bıçak yapmak çok önemlidir.Bıçağı bileyerek mi o şekle sokuyorsunuz?Bir firma ayakkabıcılıkta saya kesmek için kullanılan bir bıçak üretirdi, ağzı açık değil. Modelci onu eğe ile veya dönen bilek taşı ile ağzını az evvel söylediğim gibi bir tarafı düz bir tarafı meyilli açar. Çeliği de çok iyidir.Bu klasik üretim tekniklerini aktarabildiniz mi öğrencilerinize, ders verdiğiniz zamanda bunları da anlatıyor muydunuz?Ders verdiğim zaman, bir maket atölyesi yapalım dediler. Orada oturduk konuştuk, siz klasik bir şey mi istiyorsunuz, modern mi?
-
Modernden kasıt, CNC, lazer türü kesiciler ve bir de 3. boyutu oyan makineler. Bunların üçü de çok pahalı makinelerdir. Bunların bir öğrencinin eline geçmesi mümkün değildir. Bir okulda, maket atölyesinde karton ile veyahut strafor ile üretim yapabilir. Straforun kesimi çok kolaydır. Çünkü sıcak bir tel ile eriterek kesilir. Ayrıca 50 öğrencinin durduğu bir maket atölyesinde boyama da olmaz. Boyama için üniversitenin özel atölyesi olmalı. Su ile incelen bir malzemeyle bile boyarken ortalık darmadağın olur. Olacak şey değil.Model malzemeleri kullanmaya kalktığınızda bu profesyonel bir çalışmaya girer. 50.000 veya 100.000 liraya aldığınız lazer kesici malzemeyi keserken kenarını yakar, mutlaka boyamanız lazım, başka türlü olmaz. CNC ile keserseniz kenarlar pürüzlü çıkar, onları da mutlaka zımparalamanız lazım."İki üç maket yaptınız mı bir mimara, onunla ahbap oluyorsunuz"Mimarlar maketçi arasındaki ilişkiden biraz konuşmak istiyorum. O süreç sizin için nasıldı, mimar projenin hangi aşamasında geliyordu size, ne kadar müdahil olmak istiyordu?Bu işi yarışma maketleri ve satış maketleri olarak iki ayrı durumda konuşmak lazım. Yarışmalarda, “bu iyi bir modelcidir” denmesi için, kişinin aldığı projeyi çok iyi okuması lazım; anlayamadığı yerlerine dair mimarla devamlı şekilde ilişki içerisinde olması lazım; kullanacağı renkleri mutlaka mimara sorması lazım; kullanacağı malzemeleri mimardan öğrenmesi lazım ve son olarak maketi zamanında teslim etmesi lazım. Bu çok önemli!Benim bir tane öğrencim var, maket yapıyor o da. “Hiçbir maket zamanında teslim edilemez” yazmış duvarına. Matrak ama ben böyle bir şey yazamam. Bir müsabakada adamın modelini zamanında veremezsen, mimar perişan olur. Ben bir kere Tünel’deki atölyemdeyken, sabaha kadar çalışmış, bir müsabakanın maketini teslim etmiş, dinleniyordum. Kapı çaldı, Doğan Tekeli elinde bir torba ile geldi, “Ya Selahattin, maketçi bizim maketi yetiştiremedi, bak yaptığı binalar, arazi burada” deyip bıraktı onları. Tamam dedim, hemen yapıştırdım maketi. Ama böyle olmaz, böyle çalışma olmaz, zamanında vereceksiniz, vermediğiniz zaman beş para etmez o maket. Bu saydığım şartları yerine getiren iyi bir modelcidir. Ben de demek ki öyle bir modelciydim ki beni çok aradılar. Fakat biraz önce de dedim, belki ortalıkta fazla modelci olmamasından da kaynaklanıyor olabilir. Müsabakalar için böyledir. Buna rağmen mimar müsabakalara çalışırken, bazen yapısını arazide 5 cm sağa sola çekmiş gelir, kolayca 5 cm kaydırabileceğini sanır, ama öyle değil, orayı eski projeye göre oymuşsun. Yolunu, otoparkını, servis girişini, hepsini oymuşsun ve orası darmadağın olmuş. İşte o zaman çok yakın oluyorsunuz. İki üç maket yaptınız mı bir mimara, onunla ahbap oluyorsunuz ve o sıkıntıyı da artık modelci çekiyor.Bir de gösteri modelleri yapılıyor, televizyonlarda çok var şimdi.Satış ofisleri için üretilen büyük maketler?Evet, bir sürü ben de yaptım öyle. İşi getiren mimar olmasa bile, bu tip maketlerde de modelci mutlaka mimarı ile görüşmeli. Adamın istekleri ile mimarın istekleri hiçbir zaman uymaz. Modeli yaparsınız, onu bir vesile ile mimar da görecektir. Olmaz. Bir modelcinin projeyi iyi öğrenmesi gerekir. Bir arkadaşımın kızı müsabakaya girmiş, İstanbul’da, maketçiden bina bir gelmiş, 3 katlıyken 5 katlı olmuş. Modelcinin projeyi çok iyi okuması lazım. Anlamadığı en küçük bir yeri bile sorması lazım çünkü kendisi çözemez. “Diyelim ki çözer”, hayır çözemez! Çünkü mimarın fikrine müdahale ediyorsun, kesinlikle olmaz o. Ben hep bunlara çok riayet ettim.Mimar taifesi müthiş seçicidir. Benim 1500-2000 çeşit renk kataloğum var. Gösterirsin mimara, bakar bakar, “şununla şunun arasında olsun” der. Ulan var işte seçsene buradan! “Bununla bunun arasındaki daha iyi”. Eğer bir mimar cerbeze, akıllı bir adamsa, onu kandıramazsın!Üretmekten en çok keyif aldığınız maket hangisiydi?Affan Yatman’ın Rusya’daki kampüs projesinden çok keyif almıştım. Cami modellerinin bazıları da çok keyifliydi. Bunlardan biri Doğramacı’nın Bilkent’te yaptığı cami. O caminin modeli balsadan yapılmıştır. Bunlar insana keyif veriyor. Behruz’un TBMM Camii de var. Bir de Vedat İşbilir’in Samsun Diyanet Sitesi’nde yaptığı bir cami vardır, karpuz dilimi gibi. Erkut Şahinbaş’ın Rusya’da çok enteresan binalar vardı, çok hoşuma giderdi. Bunların hepsi çok keyifle yaptığım modeller.
-
Maketlerin fotoğraflarını siz mi çekiyordunuz?Hayır, ben yapamıyordum. Doğrudan doğruya fotoğrafçılar çekiyordu. Mustafa Türkyılmaz’ı tanır mısınız? Türkiye’nin en iyi fotoğrafçılarında biriydi. Benim cami modelinin resimlerini çekecek bekliyoruz Mustafa’yı. Kamyonetle geldi, arkada bir sürü alet. Hepsi fotoğraf makineleri! Ortadoğulu iki delikanlı vardı onlar da çok iyi fotoğraf çekerdi.Mimarlarla olan ilişkiden konuştuk, biraz da kendi atölyenizle olan ilişkinizden konuşmak istiyorum. Yıllar yılı, bir dolu insan çalıştı yanınızda, şimdi bir kısmı piyasada maketçi olarak çalışıyor da.Kalfalarımdan üçü hala çalışıyor. Birçoğu mimarlık okurken girip çalışmıştır yanımda. Bir tanesi Derya. Şimdi Alanya’da gemi inşa ediyor. Numan Cebeci İzmir’de çalışıyor. Bir tanesi İstanbul’da maket yapıyor. Birkaç tanesi Ankara’da maket yapıyor. Mehmet Savaş’ı da Akademi’de ders verirken keşfettim. Öğrencilerimle irtibatım çok başka türlüydü. Biz çalışırken eşim akşamdan itibaren bize kitap okurdu. Benimle çalışanlar, Türgenyev, Kemal Tahir, Oscar Wilde’ı bende okudu, birlikte okuduk. Hepsi öğrendi, kitap okumayı öğrendi. Bir yandan maket yapılıyor, bir yandan da eşim sesli okuyor. Eşim gelmediği zaman da çalışanlardan birisi alıp okurdu.Çalışırken müzik yerine kitap vardı yani?Kitap vardı evet. Steinbeck’in bir sürü kitabını okuduk. İlişkilerimiz böyleydi. Hiçbir para sorunumuz olmamıştır hiçbiriyle. Ne olduğu zaten belli, fazla bir şey olamazdı. Bazı mimarlar, sen maketi yap, ödülü alırsam sana da vereyim derdi. Ben onları hiç kabul etmedim. Çünkü o zaman “maketçi de müsabakaya girdi” olur. Yok efendim, öyle bir şey olamaz, o çok önemli benim için! Ben mimar değilim, giremem, mimarlıkla ilgili fikirlerimi söyleyemem. Çünkü ne zannediliyor biliyorsun. “Diğer müsabıkların yaptığı işleri gördü, sonra gelip bana söylüyor” zannedilir. O yüzden hiç yanaşmadım böyle işlere.Aynı yarışmada birden fazla müşteriniz oluyor muydu?Tabii. Yarışmacıların hiçbir zaman birbirleriyle karşılaşmaması gerekir. Ona göre saat vereceksiniz. Maketi teslim alırken bile, bir diğerlerine gelmeyin arkadaş diyeceksiniz. Böylelikle hiç karşılaşma olmaz. Ancak iki müsabık birbirlerini tanırlar, severler, projelerini görmek isterler, o zaman gelsin görsün ama başka bir çalışma varsa o mutlaka ortadan kaldırılır. Son yıllarda inşaat sektöründe birbiri ardına proje üretiliyor. Son beş yıldır ortalama yılda 100-150 proje görücüye çıkıyor ve ortalama 100 bin konut satılıyor. Satışların büyük çoğunluğu henüz proje aşamasındayken gerçekleştiriliyor. Bunu sağlayan şey ise birbirinden albenili maketler.Evet, alıcılar inşaat şirketini ziyarete gittiklerinde projenin maketine bakarak satın alma karan veriyorlar. Dolayısıyla maketler, inşaat firmalarının satış için kullandığı önemli bir sunum aracı haline gelmiş durumda. 90'lı yıllarda mimari maket yapan şirket sayısı iki elin parmaklarını geçmezken, inşaat sektöründeki büyümeye paralel olarak, şu anda bu alanda faaliyet gösteren şirket sayısı da artarak 50'yi bulmuş durumda. Yılda ortalama 250-300 maket yapan sektörün büyüklüğünün ise 5 milyon TL olduğu tahmin ediliyor.Üretim süreci Mimari maket atölyeleri, mimarların kendi projesini üç boyutlu olarak algılaması amacıyla basit materyaller ve tek renkli maketler yaparak bu işe başlamışlar. Mimari maket alanında en eski şirketlerden biri o yıllarda pazarlama ve satış sektörleri gelişmiş olmadığı için maket çeşitlerinin çok az olduğunu söylüyor. Materyal olarak karton, ahşap ve balsa adı verilen Güney Amerika'ya özgü yumuşak bir ağaç türünün kullanıldığını söyleyen endüstriyel tesis, eşya taşanını gibi maket yapımının ise hiç olmadığının da altını çiziyor. O yıllarda daha çok projenin fikir aşamasında, oluşumuna yardımcı olan maketler yapılıyor. Günümüze gelindiğinde ise bu alanda faaliyet gösteren şirketlerin pazarlama amaçlı maketler yaptığı görülüyor. Çünkü birçok inşaat şirketi, daha temel atmadan maketten satış yapmaya başlıyor. Hatta satışların neredeyse yüzde 70'i maketten yapılıyor. Bu nedenle de en çok toplu konut proje maketleri yapılıyor. Binaların vaziyeti, konumu, varsa etrafındaki alışveriş merkezi, park, havuz, spor kompleksi gibi sosyal tesislerin yerini gösteren maketler son zamanlarda en çok talep edilen maketler arasında. Diğer tarafta yapılan altık üzerinde arazi, projedeki kotlarına uygun olarak üretiliyor. Peyzaj düzenlemeleri, yeşil, sert zemin, karayolu, yaya yolu oluşturuluyor.
-
Zemin bu şekilde hazırlandıktan sonra bitmiş olan bina, arazi üzerine monte ediliyor. İnsan figürleri, araba, elektrik direği gibi malzemeler daha sonra maket üzerine yerleştiriliyor. Son olarak da peyzaj düzenlemesine uygun olarak daha önce üretilen peyzaj elemanları yerleştirilerek maket tamamlanıyor. "maket firması" Mimari maket firması" "Maket atölyesi" "Mimari maket atölyesi" "Maket tasarım atölyesi" "Maket yapan yer" "Maketçi" "Mimari maket" "inşaat maketi yapan firma" "inşaat maketi yapan firmalar" "Proje maketi" "Proje maketi yapan firmalar" "Proje maketi yapan atölyeler" "Mimari maket" "Mimari maket" "Mimari maket" "Mimari maket" Adana Maket Adıyaman Maket Afyon Maket Ağrı Maket Amasya Maket Ankara Maket Antalya Maket Artvin Maket Aydın Maket Balıkesir Maket Bilecik Maket Bingöl Maket Bitlis Maket Bolu Maket Burdur Maket Bursa Maket Çanakkale Maket Çankırı Maket Çorum Maket Denizli Maket Diyarbakır Maket Edirne Maket Elazığ Maket Erzincan Maket Erzurum Maket Eskişehir Maket Gaziantep Maket Giresun Maket Gümüşhane Maket Hakkari Maket Hatay Maket Isparta Maket İçel Mersin Maket İstanbul Maket İzmir Maket Kars Maket Kastamonu Make Kayseri Maket Kırklareli Maket Kırşehir Maket Kocaeli Maket Konya Maket Kütahya Maket Malatya Maket Manisa Maket Kahraman maraş Maket Mardin Maket Muğla Maket Muş Maket Nevşehir Maket Niğde Maket Ordu Maket Rize Maket Sakarya Maket Samsun Maket Siirt Maket Sinop Maket Sivas Maket Tekirdağ Maket Tokat Maket Trabzon Maket Tunceli Maket Şanlıurfa Maket Uşak Maket Van Maket Yozgat Maket Zonguldak Maket Aksaray Maket Bayburt Maket Karaman Maket Kırıkkale Maket Batman Maket Şırnak Maket Bartın Maket Ardahan Maket Iğdır Maket Yalova Maket Karabük Maket Kilis Maket Osmaniye Maket Düzce Maket Konut sektöründe patlama alt sektörler de yaratmaya başladı. Villadan toplu konuta tüm iddialı konut projelerinin yolu artık önce maket atölyelerine düşüyor. Korkuluktan panjuruna kadar konut projesinin küçük bir örneğini oluşturan maketlerin fiyatı ise zaman zaman bir konut fiyatına ulaşıyor.Gelişimini sürdüren konut sektörü, kendisiyle birlikte alt pazarlarını da geliştiriyor. İster lüks villa olsun ister apartman dairesi, bugünlerde iddialı proje geliştiren her firmanın yolu önce maket atölyelerine düşüyor. Ancak son 2 yıldaki konut patlamasına hazırlıksız yakalanan sektör siparişleri karşılamada zorlanıyor.Siparişleri yetiştirmek için gece yarısına kadar çalışan ve yeni elemanlar alarak, yeni ofisler kiralayarak işlerini genişletme yoluna giden atölyelerin bugünlerde elleri dolu. Bir aydan önce yeni siparişlere başlayamayacaklarını söylüyorlar. Türkiye'de sayılarının geçtiği tahmin edilen maket atölyelerinde detaylı maketlerin yapımı 1 ay sürüyor, fiyatları arasında değişiyor.kapıdan içeri girdiğinizde, ilk dikkatinizi yan duvarlardaki resimler çekiyor. İlgi alanı emlak olanların, proje tanıtımlarından dolayı yakından bildiği konutların renkli resimleri ile (ki gayrimenkul jargonunda onların adı illüstrasyon olarak geçiyor) süslü bu duvar, atölyeyi adeta bir konut showroomuna döndürüyor.Küçük evler Burası yol, baraj, alışveriş merkezi, hotel ve konut gibi inşaatların renkli çizimlerinin yapıldığı ve üç boyutlu hale getirildiği bir maket atölyesi.Birkaç yıl önce daha çok Bayındırlık Bakanlığı ihalesine girecek olanlar ya da proje yarışmalarına katılacak olanların uğrak yeri olan bu atölyeye, artık daha çok toplu konut projesi yapanların yolu düşüyor.Önceki yıllarda da çalıştığımız toplu konut üreticileri vardı. Ama bugünlerde bize başvuranların yüzde 90'ının isteği toplu konut maketleri yaptırmak. Konut talebi ile işlerimiz açıldı ama hem bizler hem rakiplerimiz bu duruma hazırlıksız yakalandık desem yalan olmaz.talebi karşılamakta zorlanıyoruz. Her hafta en az bir maketin yapımına başlıyoruz. Bunlar öyle üç beş günde bitecek işler değil. Üstelik 2005 yılında konut talebi nedeniyle yakaladığı yüzde 21'lik rekor büyümesi ile Türk ekonomisine öncülük eden inşaat sektörünün bu hareketi, bir kaç senede bitecek geçici bir hareket gibi de görünmüyor.Artan nüfusla birlikte, kentsel dönüşüm projeleri ile doğan konut açığı uzun yıllar bu sektörleri ayakta tutacak nitelikte.
-
Toplu Konut İdaresi'nin (TOKİ) rakamlarına göre Türkiye'deki toplam konut açığı 2,5-3 milyon arasında. Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği'nin (GYODER) raporuna göre, sadece İstanbul'da bulunan toplam 3.4 milyon konutun yarısının ya ruhsatı yok ya da standart ve kalitesi düşük. Yani yıkılarak yeniden yapılması gerekiyor. Bu şekilde İstanbul'da her yıl ortalama 250 bin konut üretilmesi gerekiyor. Yıllık üretimin ise 180 bin adedinin özel sektör tarafından gerçekleştirilmesi bekleniyor. GYODER Başkanı Haluk Sur, Türkiye çapında yıllık konut ihtiyacını 600 bin olarak telaffuz ediyor. Konuttaki talebi gören inşaat sektörü hızla bu ihtiyacı karşılayacak iddialı projeler üretiyor. Hemen hemen her gün yeni bir projenin tanıtımı yapılıyor ve hiç de ucuz sayılmayacak bu projelerin çoğu banka kredisi ile finanse ediliyor. Bu hareketliliğin bankacılık tarafına nasıl yansıdığını da şu rakamlar gösteriyor: 2004 sonunda 1.8 milyar dolar olan konut kredisi stoku 2005 sonunda 8.6 milyar, 2006 nisan ayında 12.5 milyar dolar seviyesine ulaştı.Artık herkes evini maketten beğeniyor Bankalar Birliği Başkanı Tevfik Bilgin, son yıllarda kredi ile ev alanların sayısının 372 bini bulduğunu anlatıyor. Aynı demecinde Bilgin, vatandaşların artık makete bakıp ev satın aldığını da söylüyor. Üretecekleri konutlara inşaat başlamadan müşteri bulmak isteyenlerin en iyi pazarlama aracı maketler oldu. Tüketiciler evin havuza olan uzaklığı, komşuların durumu, mutfağın hangi tarafa baktığı gibi yazılı çizimlerde kolay anlayamayacağı pek çok detayı, o projenin minyatür hali olan bu maketlerde görebiliyor. Uzun yıllar önce renkli kartonlardan ve püskürtme boyalarla yapılan bu maketler artık sert, plastik türü malzemelerle yapılıyor. Türkiye'de sayıları tam bilinememekle birlikte İstanbul, Ankara ağırlıklı olmak üzere aşkın maket atölyesi bulunduğu tahmin ediliyor.Bir yılda maketçi sayısı 10'dan fazla arttı
"Son yıllarda sayı hızla arttı. Benim tahminim bir yılda 10'dan fazla atölyenin işe başladığı yönünde. Bir firmada kaç kişinin çalıştığı hacme bağlı değişir. Siz evinizde oturduğunuz yerden tek başınıza da maket yapabilirsiniz. Ama büyük projelerin istediği sürat ve kalitede olur mu bilmem" dedi.işlerin beklenmedik bir şekilde açılmasından dolayı günlük mesainin en erken 22:00'de bittiğini, hatta bazen gece yarısına kadar çalıştığını söylese de halinden memnun."Büyük bir sermaye değil, ama yetenek gerekiyor bu işi yapmak için. Örneğin lazer makinası almaya kalksanız 25 bin dolar. Almayıp dışarıda yaptırabilirsiniz. Yine 20-25 bin dolarlık CNC makinasını da almasanız olur. Bir tek kesim apartlarını almanız yeterli olabilir. Ama teknik yapı, teknik resim bilmek gerekiyor" diyor. Maketlerin fiyatını ise içindeki konut sayısı, arazinin durumu gibi detaylar belirliyor. Basında boy boy tanıtımlarını gördüğümüz projelerin maketlerinin 25-30 günden önce bitirilemediğini anlatan bir fiyat aralığı vermekten çekiniyor. Ama firma olarak tutan işler yaptıklarını da söyleyen Büyüyen bir pazar haline geldik Yüksek Mimar bu işin duayenlerinden sayılabilecek kadar bu pazarda eski bir isim.müşterilerin maket ihtiyacını karşılıyor. Bu alanda ilklerden olduğunu anlatan"Bu meslek en iyi yılını yaşıyor. Şu anda toplam pazar payını bilmem mümkün değil.Ama bazı göstergeler, maketçiliğin büyüyen ve ilgi çeken bir pazar olduğunu gösteriyor" diyor."Ana malzememiz olan pleksiglas reklamcıların kullandığı bir malzemedir. Eskiden reklamcılar bizi küçük tüketiciler olarak görürdü. Bizim onlardan mal almamız çok zor oluyordu. Bugün ise pleksiglas fabrikalarının kendisi bize teklif getiriyorlar.Bu işte kullanılan 40-50 bin euroluk makineleri satan firmalar yine arayıp bize satış yapmaya çalışıyorlar Bugün internetten bir arama yaptırdığınızda onlar maket firması ile karşılaşabileceğinizi anlatan buna rağmen işlerin canlı olduğunu, siparişlerin yetiştirilemediğini ifade ediyor. Bağbakan, "Bir müşteri aradı, sitemkar konuşuyor. Herkes mi dolu, bir tane maketçiye iş veremiyorum diyor. Şu an bu pazara yeni girenler bu durumda hazır bir potansiyelle karşılaşıyor" diyor. TOKİ'ye 6x6 metrelik maket kişi ile çalıştıkları firmasında bir haftada 10 firmanın kendilerinden fiyat aldığını anlatan, basında yer alan projelerin maket fiyatlarının son yıllarda yaptıkları en pahalı maketin bulduğunu söylüyor.
-
Mütevazı, küçük maketler ise bir haftada bitirilebiliyor ve fiyatları arasında değişiyor.İşlerinde mesai saati kavramının kalmadığını anlatan Dükkanı açış saatimiz belli ama kapanış kaçta olacak, Allah bilir. Bu arada teknoloji çok gelişti. Eskiden 6 ayda bitirilebilen işler 1 ayda tamamlanabiliyor. Artık korkuluk, panjur doğraması gibi en küçük detaylara bile yer verebiliyoruz" diyor.Maketler 1/50'den başlayarak 1/500, hatta 1-1000 ölçeğine kadar farklı boyutlarda yapılabiliyor. Konut alıcıları açısından ideal ölçü 1/200 kabul ediliyor. "Maket atölyesi" Bugünlerde özel inşaat TOKİ'nin projesi için yapılan bu maket, dükkandan zor çıkacağı için parçalar halinde üretilmiş.Ankara'da bu işi yapanların sayısının daha az olduğunu belirterek, Anadolu'dan gelen talepleri de karşılamaya çalışıyoruz" diyor toplam kişilik kadro ile hizmet verdiklerini anlatan "Son altı aydır sadece konut projeleri ile ilgilenebiliyor, yetişemiyoruz. Soranlara 45 gün sonrasına gün veriyoruz."Maket firması" Ankara'da fiyatlar İstanbul'daki kadar yüksek değil, detaylı projeler arasında gerçekleşebiliyor" diyor. çok büyük maketleri de yapabildiklerini söylerken Pazarda teknik eleman açığı var konutta patlayan talebe hazırlıksız yakalanan maket pazarının en büyük ihtiyaçlarının "Maket şirketi" teknik eleman olduğunu söylüyor."Yetişmiş eleman bulamadığımız için artık biz yetiştiriyoruz. Lazer makinasında çalışacak eleman aradık bulamadık. Bu pazarda teknik ressamlara, grafikerlere, yapı tekniği bölümü mezunlarına çok iş var" diyor.Kredi faizleri nasıl etkileyecek Maketçiler sipariş yetiştiremezken, piyasalardaki hareketlik yüzünden artan kredi faizlerinin işleri nasıl etkileyeceği de merak konusu. Ancak emlakçılar bu konuda olumlu duruşlarını koruyor. Varyap Varlıbaşlar Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Varlıbaş, bu konuda şöyle konuşuyor: "Biz piyasalarda son günlerde yaşanan hareketin kısa dönemli bir dalgalanma olduğunu düşünüyoruz. Kısa vadeli bu dalgalanmanın neticesini beklemek gerek."Maket yapan yer" Şimdiden olumlu ya da olumsuz bir şey söylemek mümkün değil. Daha birkaç günlük bir gelişme. Bizim projelerimize (Uphill Ataşehir ve Uphill Bahçeşehir) yansımış bir olumsuzluk söz konusu değil. Açıkçası kalıcı bir olumsuzluk da beklemiyoruz. Çünkü hareket daha ziyade dış piyasalardan kaynaklı bir hareket. Türk ekonomisinde bir sorun görünmüyor. Dolayısıyla piyasalar yatışınca bankalar yeniden faizlerini geri çekeceklerdir. O zamanda aynı hareketlilkle konut piyasaları yoluna devam edecektir".Planlamayı baştan yapıyoruz zaman yönünden sıkışmıyoruz / İhlas GYO Genel Müdür Yardımcısı Işık Gökkaya
Maket, pazarlamada önemli bir unsur. İnşaat ve proje geliştirici firma kurumsallaşmış ve güvenilir ise, müşteri o projenin biteceği garantisini hissediyorsa, maket o süreçte önemlidir. İnsanların ne alacağını görerek alması önemli. Son günlerde maketçilerin yoğun olduğunu biz de fark ediyoruz ama şirket olarak bir sıkıntı yaşamıyoruz. Çünkü planlamayı baştan yaptığımız için, hiç bir işi bir ayda bitirelim gibi bir zaman sıkıntısı yaşamıyoruz. Zaten yıllardır çalıştığımız maketçiler belli. Onlar bizi, biz onları tanıyoruz.Maket evi sattırmaz ama müşteriye fikir verir / Teknik Yapı Yönetim Kurulu Üyesi Nazım Durbakayım Maketi olan bütün projeler satılıyormuş gibi yanlış bir kanı var. Firma eğer bilinirliği ve güveni varsa resim de koysa satar, makette de yapsa satar. Ama tabii ki maket detayları göstererek müşteriye seçim yapmada fikir veriyor. İnşaattaki hareketlilikle inşaat mühendisinden beyaz eşyacısına kadar pek çok kesimin işleri açıldı. Maketçiler de bu dönemde fazla iş yaptı. Biz 1974'den beri çalışan bir firmayız. Bir proje yaparken terminimiz belli, olabilecekleri hesaplayarak önceden hareket ediyoruz, sıkışmıyoruz.